ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere merkezli yayın kuruluşu BBC’nin 2021 Kongre baskınına ilişkin konuşmasını bağlamından kopararak belgeselinde kullandığı gerekçesiyle 1 milyar dolarlık tazminat davası açmaya hazırlanıyor. Trump cephesi, BBC’nin kasıtlı olarak “yanıltıcı kurgu” yaptığını öne sürerken, olay uluslararası medya etiği tartışmasını yeniden gündeme taşıdı. Fox News Digital’ın edindiği bilgilere göre, Trump’ın hukuk ekibi BBC’ye gönderdiği ihtarnameyle kuruluştan tartışmalı belgeselini 14 Kasım’a kadar düzeltmesini veya geri çekmesini talep etti. İhtarnamede, BBC’nin 6 Ocak 2021 tarihli konuşmayı “bilinçli biçimde manipüle ettiği”, orijinal videoda Trump’ın destekçilerini “barışçıl ve vatansever şekilde Kongre’ye yürümeye” çağırdığı halde, belgeselde bu ifadelerin çıkarıldığı belirtildi. Trump’ın avukatları, BBC’nin belgeselde iki farklı konuşmayı birleştirerek, “Trump destekçilerine saldırı çağrısı yapmış gibi bir izlenim oluşturduğunu” savundu. Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “BBC yöneticileri konuşmamı değiştirdikleri için istifa etti. Gerçekler ortaya çıktı.” ifadelerini kullandı.

Belgeseldeki Kurgu BBC’de İstifaları Getirdi

Tartışmanın fitilini, The Telegraph gazetesinin 3 Kasım tarihli haberi ateşledi. Habere göre, BBC’nin “Trump: İkinci Bir Şans?” başlıklı belgeseli 28 Ekim 2024’te yayımlandı ve ABD başkanlık seçimlerinden yalnızca bir hafta önce ekrana geldi. Belgeselde, Trump’ın Kongre baskını öncesinde yaptığı iki farklı konuşmanın montajlanarak tek bir konuşma gibi gösterildiği ortaya çıktı. Bu kurgu sonucunda, Trump’ın “barışçıl yürüyüş” ifadeleri tamamen çıkarılmış, bunun yerine “Kongre’ye yürüyün ve savaşın” cümlesi öne çıkarılmıştı. BBC’nin bu montajı, ABD ve İngiltere kamuoyunda “seçim öncesi manipülasyon” olarak değerlendirildi. Olayın yankıları büyüyünce, BBC Genel Müdürü Tim Davie ve Haber Dairesi Üst Yöneticisi Deborah Turness görevlerinden istifa etti. Kuruluş, dün yaptığı resmi açıklamada belgeselin hazırlanmasında “yanlış değerlendirme” yapıldığını kabul ederek kamuoyundan özür diledi.

Trump Cephesinden Sert Tepki: “İtibarımıza Zarar Verdiler”

Trump’ın avukatları, BBC’nin belgeselinde kullanılan montajlı ifadelerin hem Trump’ın kişisel itibarına hem de ABD’deki siyasi atmosferine zarar verdiğini belirterek, 1 milyar dolarlık tazminat talebiyle dava açmaya hazırlandıklarını açıkladı. Hukuk ekibi, belgeselin “kasıtlı manipülasyon içerdiğini” ve bu durumun uluslararası medya standartlarına aykırı olduğunu savunuyor. BBC’nin, Amerikan kamuoyunu etkilemek amacıyla “belirli bir politik çizgiye hizmet ettiğini” iddia eden Trump cephesi, sürecin gerekirse İngiltere mahkemelerine taşınacağını da duyurdu.

BBC: “İnceleme Süreci Başlatıldı”

BBC, yaptığı kısa açıklamada ihtarnamenin ulaştığını doğruladı ve “belgesel içeriklerinin bağımsız bir editöryal incelemeye tabi tutulacağını” bildirdi. Kuruluş, “Editöryal hataların farkındayız. İnceleme tamamlandığında gerekli adımlar atılacaktır.” ifadelerini kullandı. BBC’nin son yıllarda siyasi içerikli yayınlarında tarafsızlık tartışmalarıyla sık sık gündeme gelmesi, bu olayla birlikte yeniden alevlendi. Medya uzmanları, Trump-BBC krizinin yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda seçim dönemlerinde medya güvenilirliğinin sınandığı bir vaka olduğunu belirtiyor.İngilte re’deki medya izleme kuruluşları, olayın “kamu yayıncılığında tarafsızlık ilkesine ciddi zarar verdiği” görüşünde birleşti. ABD’de ise bazı hukukçular, Trump’ın açmayı planladığı davanın “ifade özgürlüğü ile medya sorumluluğu arasındaki dengeyi yeniden tanımlayabileceğini” ifade ediyor.

Sonuç: Trump-BBC Gerilimi Küresel Yankı Uyandırabilir

BBC’nin özrü ve üst düzey istifalar, tartışmayı yumuşatmaya yetmedi. Trump’ın avukatları dava hazırlıklarını sürdürürken, İngiliz kamuoyunda “BBC’nin güvenilirliği” yeniden sorgulanmaya başladı. Trump’ın seçim öncesinde “medya manipülasyonu” vurgusunu sıklaştırması, süreci yalnızca hukuki bir mücadele olmaktan çıkarıp siyasi bir kampanya aracına dönüştürebilir. Dava açılması halinde, bu süreç hem medya etiği hem de uluslararası basın özgürlüğü açısından örnek teşkil eden bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Kaynak: AA