Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren köylerden şehirlere yoğun göç yaşanırken, günümüzde bu eğilim tersine dönmüş durumda. Daha önce iş bulma hayaliyle şehirlere göç edenler, artık üst gelir grubundaki kesim sağlıklarını korumak ve daha doğal bir yaşam sürmek için köylere yöneliyor. Özellikle İzmir’de Çeşme, Urla ve Seferihisar gibi sahil beldelerindeki köyler, kent merkezlerindeki ultra lüks konutların dahi fiyatlarını geride bıraktı. Bayraklı’da körfez manzaralı rezidanslar 16 milyon liradan alıcı bulurken, aynı bölgelerde klasik tarzda inşa edilen çiftlik evleri için 20 milyon lira talep ediliyor. Fiyat artışı sadece satılık konutlarla sınırlı değil. Ev alamayanlar kiralık evlere yönelince, köylerdeki kiralar da son bir yılda yüzde 100’e yakın artış gösterdi. Merkeze ve denize yakın olmalarının yanı sıra sosyal olanakların gelişmişliği de bu bölgeleri cazibe merkezi haline getiriyor.

Rıdvan Akgün-2

‘Metropol durgun’

Özellikle metropol alanlardaki satılık ve kiralık konutlarda ciddi bir durgunluk yaşandığını belirten İzmir Emlak Kulübü Başkanı Rıdvan Akgün, “Özellikle pandemiden sonra şehir merkezlerine talep azalırken, sahil kesimlere talep arttı. Gereksinimini karşılamak isteyen, hayalini kurduğu yaşamı sürdürmek isteyen insanlar var. Bu kesim, küçük bir bahçesi olsun, havuzu olsun, denize ulaşım imkânım olsun, deniz kenarında huzurlu bir yaşam süreyim, güzel bir yazlığım, lüks bir evim olsun diye düşünenlerden oluşuyor. İşte bu nedenle cazibe merkezlerinde, yani sahil bölgelerinde, yazlık yerleşim alanlarında hareketlilik devam ediyor. Fakat bu bölgelerde daha önce bir milyon liraya satılan bir arsanın fiyatı bugün 5-15 milyon lira arasında değişiyor. En düşük fiyatlı yazlık evler bile artık 10-15 milyondan başlıyor ve 100 milyona kadar çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.

‘Urla marka haline geldi’

Urla’nın en çarpıcı örneklerinden biri olduğunu belirten Rıdvan Akgün, “Son yıllarda İzmir’de fiyat artışlarının en hızlı gerçekleştiği yer Urla oldu. Urla’nın merkezi değil, çevre köyler de Bademler, Özbek, Sıra Köy, Kuşçular gibi ciddi talep görüyor. Bu bölgelerde 1000–3 bin metrekarelik araziler üzerine malikaneler, yazlık evler yapılıyor ve fiyatları konumuna göre 20 milyon liradan başlayıp yüz milyonlara kadar çıkabiliyor. Örneğin Urla Bademler’de bir çiftlik evinin bugün 90 milyon lira seviyesinde satışa çıktığını görmek mümkün. Urla’nın İzmir’e ve Çeşme’ye yakınlığı, İstanbul’dan gelen yatırımcıların da ilgisini buraya yönlendirdi. Dolayısıyla sahil köylerine olan rağbet özellikle pandemi sonrasında patlama yaptı. İnsanlar merkezde sadece barınma amacıyla otururken, kırsal ve sahil köylerinde yaşam tarzı ve kalite arayışı öne çıktı” diye konuştu.

Murat Özün

‘Kiralar katlandı’

Urla’da gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren Murat Özün ise köylerdeki fiyat artışlarının şehir merkezindeki evlerin üzerine çıkmaya başladığını dile getirdi. Özün, “Urla ve çevresindeki köylerde sıfır villaların yapılmasıyla birlikte, köy evleri merkezden daha pahalı hale geldi. Geçen yıla kıyasla kira fiyatlarında en az yüzde 100’lük bir artış yaşandığını söylemek mümkün. Yani kiralar neredeyse ikiye katlandı. Buna karşılık satış tarafında durum tam tersine oldukça durgun. Yüksek faiz oranları nedeniyle alıcı piyasadan çekilmiş durumda. Bunu rakamlarla da görmek mümkün” sözlerine yer verdi.

‘Faiz düşerse satış patlar’

Uçuk fiyatlı evleri yalnızca birkaç büyük firmanın istisna teşkil ettiğini dile getiren Özün, “Arkası güçlü holdinglerin yaptığı projeler farklı bir kulvarda seyrediyor; projeden satış yapıyorlar ve fiyatları oldukça yüksek seviyelerde tutuyorlar. Ama bireysel satıcılar için piyasa bu kadar parlak değil. Kira fiyatları talep nedeniyle hızla yükselirken, satış fiyatları faiz baskısı yüzünden neredeyse donmuş durumda. Eğer faiz oranları düşerse, konut kredileri yeniden açılırsa satışların patlama yaşaması kuvvetle muhtemel. Şu anki durgunluk tamamen yüksek faiz kaynaklı” dedi.

Kaynak: Filiz Erol