Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı’nın (BAYETAV) Yaz 2025 İzmir Barometresi, kentin siyasal, ekonomik ve sosyal eğilimlerini “emeklilik” odağında inceledi. Araştırma, İzmir’de emeklilerin ve dar gelirlilerin giderek daha kırılgan bir hayat sürdürdüğünü ortaya koydu. Araştırmaya göre, İzmir’de yaşamaktan memnuniyet oranı yüzde 65 düzeyinde olsa da en yoğun hissedilen duygular yüzde 48,4 ile stres ve kaygı. Bunu yüzde 40,8 ile öfke izliyor. İçinde umut kırıntısı barındıranların oranı ise yüzde 27’de kalıyor. Emeklilerde mutluluk 10 üzerinden 4,6’ya, umut ise 4,5’e düşerken; katılımcıların yüzde 72,3’ü topluma katkıda bulunamadığını, yüzde 68,4’ü ise yeterince sosyalleşemediğini söylüyor. Verilere göre, nüfusun yaklaşık yüzde 70’i düşük gelir seviyesinde yaşarken, orta-üst ve üst gelir grupları toplam nüfusun yalnızca yüzde 6,8’ini oluşturuyor.

Osman Sirkeci-1

‘Yoksullar kentiyiz’

İzmir’in Türkiye’de Sinop gibi küçük illerin yanında metropol olarak en çok emekliyi barındıran il olduğunu belirten Ekonomist Dr. Osman Sirkeci, “Emeklilerin son 15 yılda gelirden aldıkları pay giderek azaldı. Satın alma güçleri düştü. Diğer yandan yoğun işsizlik var. Mevsimlik ve geçici işlerde çalışanların maaşları hem kayıt dışı hem de düşük. Bunları topladığımızda İzmir’in tablosu şaşırtmıyor. Yoksulluk oranı yüzde 70’in bile üzerine çıkabilir. İzmir için ‘fakir şehri’ deniyor. Bu söz rakamlara tam yansımasa da yoksulluk verileriyle örtüşüyor. İzmir’de yüzde 5 zengin, yüzde yetmiş yoksul ve dar gelirli, geri kalan yüzde 25 ise orta ve üst gelir grubunda. Bir yoksullar kentiyiz” dedi.

‘Hayal bile kuramıyor’

Emeklilerde tablonun daha da ağır olduğunu vurgulayan Dr. Sirkeci, “Yüzde 88’i finansal zorluk yaşıyor. Finansal sıkıntı yaşayan kesimin başında emekliler geliyor. 15-20 bin lira maaşlarla geçinmeye çalışıyorlar. Profesör bile 30 bin lira civarında maaş alıyor. İzmir’de 5 milyona yakın nüfus var. Kaydı başka yerde olup burada yaşayanlarla birlikte sayı daha da yüksek. Yüzde 70’i yoksul olan bir kentte gelir dilimi belli, kaynak belli. Bu şartlarda insanlar nasıl hayal kurabilir? Bu insanlar böylesi bir ortamda nasıl bir umut ışığı taşısın? Gelir yetersiz olunca insanlar hayal kuramıyor. Geleceğe dair bırakın tatil ya da araba almayı, yatırım yapmayı; pazara gidip haftayı kapatmak bile sorun haline geldi. Bu kadar yoğun emeklisi, dar gelirli ve yoksuluyla İzmir’de umut ışığı görmek çok zor” ifadelerini kullandı.

Sabahattin Yeşiltepe 2-1

‘Yeni yükler biniyor’

Emeklinin artık finansal gücünün olmadığını söyleyen DİSK Emekli Sen eski Bölge Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe, “Sağlıklı yaşam, güvenlik, temel ihtiyaçlar için yapılması gereken etkinliklere katılacak güçleri yok. Bunun yerine sadece oyalanmaya çalışıyorlar. Bugün Türkiye’nin neresine bakarsak bakalım, özellikle büyük şehirlerde yaşayan emeklilerin durumu ortada: Kiralar yüksek, pazarda alışveriş yapamaz hale geldiler, AVM’lerde harcama güçleri yok. Maaş, kirayı bile ödemiyorken, yemek, sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak bir gücümüz zaten kalmıyor. Emeklinin sırtına sürekli yeni yükler bindiriliyor. Ne kaldı ki zaten? Kemer sıkmaktan ilik kalmadı. İnsanlar sadece kemik gibi kaldı. Artık düşünecek, dayanacak durumda değiliz” diye konuştu.

‘Mezar bile parayla’

Şükür etmekten başka çareleri kalmadıklarını aktaran Sabahattin Yeşiltepe, “Mezarlığa bile giderken para isteniyor. Bayramlarda çocuklarımıza, torunlarımıza harçlık veremez hale geldik, onların gözünün içine bakar olduk. Daha 15-20 yıl önce emekliler çocuklarına ev alabiliyordu. Bugün bırakın evi, kendine bir oda dahi alamıyor. Bizimle resmen dalga geçiyorlar. Yaptıkları iyilik yok, hep kötülük. Emekliye, emekçiye, köylüye, küçük esnafa zulümden başka bir şey yapılmıyor. Bugün işsiz, aç, çaresiz milyonlar var. Yaşanacak halde değiliz. Biz ömrümüzün kalan kısmını insanca yaşamak istiyoruz. Biz ise sadece insanca yaşamak istiyoruz” dedi.

Kaynak: Filiz Erol