ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Başkan Donald Trump’ın İsrail’e karşı izlediği tutumun bağımsız ve ulusal çıkar odaklı olduğunu vurgulayarak, “İsrail bu ABD Başkanı’nı kontrol etmiyor.” dedi. Vance, Mississippi Üniversitesi’nde düzenlenen Turning Point USA etkinliğinde katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir dinleyicinin, “Neden İsrail’e bu kadar dış yardım yapıyoruz?” sorusu üzerine Vance, Başkan Trump’ın “Önce Amerika” yaklaşımı doğrultusunda hareket ettiğini, bu nedenle İsrail’e baskı yaparak Gazze’deki ateşkes anlaşmasının sağlanmasında belirleyici rol oynadığını söyledi. Vance, “ABD Başkanı, ancak İsrail’e baskı uygulamayı kabullenerek bu barış anlaşmasını gerçekleştirebildi. Bu başarı, Orta Doğu’da yıllardır görülmemiş bir diplomatik adım.” ifadelerini kullandı.

“İsrail, Trump’ı Yönlendirmiyor”

Vance, konuşmasının devamında Trump yönetiminin dış politikasına ilişkin dikkat çeken bir değerlendirmede bulundu: “İsrail, bu ABD Başkanı’nı kontrol etmiyor. Başkan Trump, Amerika’nın çıkarlarına öncelik veren bir lider. İsrail’le ortak çıkarlarımız var, ama her zaman aynı yönde hareket etmemiz gerekmiyor.” Vance, Trump’ın İsrail hükümetine rağmen Gazze konusunda adım atabilmesinin, yönetimin “bağımsız karar alma kapasitesinin” göstergesi olduğunu dile getirdi. Etkinlikte Vance’a, Hristiyanlık ile Yahudilik arasındaki teolojik farklılıklar hakkında da soru yöneltildi. Vance, “Yahudiler, İsa’nın Mesih olduğuna inanmıyor. Hristiyanlar da bu konuda farklı düşünüyor. Bu farklılıkları konuşmak gerekir, ama bu dini farklar siyasi ortaklıkları engellemez.” dedi. Ayrıca, Hristiyanların kutsal kabul ettiği bölgelere erişim konusunda İsrail’le iş birliğinin sürdüğünü belirterek, “Hristiyanların bu bölgelere güvenli şekilde ulaşabilmesi bizim için önemli. Bu, iki tarafın da ortak çıkarına hizmet eden bir konudur.” değerlendirmesinde bulundu.

JD Vance’in sözleri, Trump yönetiminin İsrail politikasında “koşulsuz destek” döneminin sona erdiği yönünde yorumlandı. Washington’daki siyasi gözlemciler, Vance’in açıklamalarını ABD’nin bölgedeki diplomatik önceliklerinin yeniden tanımlandığı bir döneme işaret olarak değerlendiriyor. Trump yönetiminin hem İsrail’e baskı uygulayabilen hem de Orta Doğu barışı için inisiyatif alan bir çizgi izlemesi, geçmişteki Amerikan yönetimlerinden belirgin biçimde ayrılıyor.

Kaynak: AA