Türkiye'de 22 bin 104 TL'lik asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca aile, okulların açılmasıyla, çocuklarının beslenme çantalarını nasıl dolduracaklarını düşünmeye başladı. İçinde yalnızca basit bir sandviç, yumurta, meyve ve sütün bulunduğu bir beslenme çantasının günlük maliyeti neredeyse 90-100 TL’ye çıkıyor. Bu durumda 20 günlük bir okul dönemi boyunca toplam harcama 1800 TL’ye yaklaşarak aile bütçesinde ciddi bir yük oluşturuyor. Üstelik bu maliyet sadece bir çocuğun beslenme çantası, 2 veya 3 çocuğu olanlar için fiyat daha da yukarıya çıkıyor.
Çanta 1500 TL’ye doluyor
Türkiye’de ekonomik kriz derinleştikçe çocukların en temel hakkı olan sağlıklı beslenmenin de ciddi bir tehdit altında olduğunu vurgulayan Eğitim İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Şen, “Veliler artık yalnızca kira, fatura ve ulaşım değil, çocuklarının okul beslenme çantasını doldurmakta da zorlanıyor. Bugün en basitinden bir beslenme çantası için yapılan maliyete baktığımızda durum net biçimde ortaya çıkıyor. Bir öğrencinin günlük beslenme çantasına bir adet sandviç (peynir, domates, ekmek), bir meyve ve bir süt koyduğunuzu varsayalım. Bunun maliyeti ortalama 70-80 TL’yi buluyor. Haftada beş gün okula giden bir çocuk için aylık gider yaklaşık 1400-1500 TL’ye çıkıyor. Kantinden bir tost, bir ayran ve bir su alsa yaklaşık 150 lirayı buluyor. Bu durumda aylık gider bir çocuk için 3 bin TL’ye çıkıyor. Kaldı ki çocuklarımızın bu şekilde tek düzey beslenmesi de sağlıksız. Ülkemizde çalışan kesimin yarıdan fazlası asgari ücret ve biraz üzerinde maaş aldığı düşünüldüğünde bir ailenin bu yükü karşılaması neredeyse imkânsız” dedi.
‘Sağlıklı beslenme bir haktır’ Sahadaki gözlemlerini aktaran Şen, “Yaşanan tablo daha çarpıcı görünüyor. Çocukların bir simidi, bir yumurtayı ya da tek bir sandviçi paylaşmak zorunda kaldıklarına tanık oluyoruz. Öğrenciler arasında ‘beslenme çantasını bölüşmek’ artık bir istisna değil, yaygın bir gerçeklik haline gelmiş durumda. Bu durum yalnızca çocukların fiziksel gelişimini değil, psikolojik ve sosyal gelişimlerini de olumsuz etkiliyor. Aç karnına derse giren öğrencinin derse odaklanması mümkün değilken, eğitim hakkı da fiilen ihlal ediliyor. Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Sağlıklı beslenme bir ayrıcalık değil, çocukların hakkıdır. Milli Eğitim Bakanlığının okullarda her öğrenciye en az bir öğün ücretsiz, dengeli ve sağlıklı yemek verilmesi acilen hayata geçirilmelidir. Bu uygulama yalnızca çocukların sağlığını değil, eğitimde ki eşitliği de güvence altına alacaktır” diye konuştu.
‘Sadece karnı doyuyor’
Okullardaki kantin fiyatlarının da aileler için büyük bir yük olduğunu vurgulayan Veli-der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Bugün bir simit ve bir ayranın fiyatı 100 lirayı, bir tost ve ayran ise 130 lirayı bulmuş durumda. Karbonhidrat ağırlıklı, içine ne koydukları belli olmayan salam, ucuz yağlarla hazırlanan tostlar çocukların önüne konuyor. Sağlıklı değil, sadece karnı doyuruyor. Aynı şekilde evden beslenme çantası hazırlamak da artık neredeyse imkânsız hale geldi. Meyvenin kilosu 100 liraya dayanmış durumda. Üç çocuğu olan bir ailenin yalnızca elma koyması bile günlük 100 lira masraf anlamına geliyor. Yumurta, süt, bakliyat gibi temel gıdaların fiyatları da her ay artıyor. Üç çocuğu varsa yalnızca okulda beslenmeleri için günlük 450 lirayı gözden çıkarmak zorundalar. Bu, dar gelirli ailelerin karşılayabileceği bir yük değil” dedi.
‘Açlık, okulu bıraktırıyor’
Devletin kamusal eğitime bakışının giderek sorgulandığını belirten Veli-der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Özellikle son yıllarda derinleşen yoksulluk, çocukların eğitim hakkını doğrudan etkiliyor. Velilerin ve eğitimcilerin en temel taleplerinden birisi okullarda ücretsiz bir öğün yemek verilmesi. Üç yıldır bu talep dile getiriliyor ancak Milli Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı bu yönde adım atmıyor. Çocuklara bir öğün yemek vermekten gocunan bir devlet anlayışıyla karşı karşıyayız. Oysa bu, bir yardım ya da sadaka değil, devletin bizim vergilerimizle yerine getirmek zorunda olduğu bir görevdir. Çocukların okula devam edememesinin en önemli sebeplerinden birisi açlık. Çocuklar açlık yüzünden okulu bırakmak zorunda kalıyor. Eğer devlet, çocukların okullarda ücretsiz bir öğün yemek yemesini sağlamazsa, kantin fiyatları artmaya devam edecek, çocukların açlığı derinleşecek ve eğitimden kopuş hızlanacak. Sağlıklı beslenemeyen çocuklar devamsızlık yapıyor, okula gelmek istemiyor. Bu ülkenin ekonomik krizinin faturasını çocuklara ödetiyorlar. Çocuklar okullarda bir öğün yemek ve ücretsiz, sağlıklı içme suyu bulabilmeli” ifadelerini kullandı.