Gastroenteroloji Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. İsmail Gömceli, yemek borusunun nadir görülen ancak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen hastalığı akalazya hakkında önemli bilgiler paylaştı. Her yaşta ortaya çıkabilen bu rahatsızlık, en çok 25-60 yaş arasında görülüyor.
Erken müdahaleyle yaşam kalitesi artıyor
Yemek borusunun alt ucundaki kasların gevşeyememesi ve kas hareketlerinin bozulmasıyla tanımlanan akalazya, besinlerin mideye geçememesine yol açıyor. Bu durum da yemek borusunda birikmeye, dolayısıyla yutma güçlüğü, yiyeceklerin geri gelmesi, göğüs ağrısı, kilo kaybı ve gece öksürüğü gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Şikâyetlerin mide ekşimesiyle karıştırılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Gömceli, hastalığın yıllık görülme oranının 100 binde 1 ila 3 olduğunu belirtti. Prof. Dr. Gömceli’ye göre erken teşhis edilen akalazya olgularında botoks enjeksiyonu veya balonla genişletme gibi endoskopik yöntemlerle hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabiliyor. Bu minimal girişimlerin, semptomları geçici olarak hafifletmede etkili olduğuna dikkat çekti.
Cerrahi yöntemle kalıcı çözüm mümkün
İlerlemiş vakalarda ise cerrahi müdahale gerekebiliyor. Laparoskopik yöntemle uygulanan Heller miyotomi operasyonunda, yemek borusunun alt ucundaki kaslar gevşetilerek yiyeceklerin mideye geçişi sağlanıyor. Operasyon sırasında reflü riskini azaltmaya yönelik ek uygulamalar da yapılıyor. Genellikle 1-2 gün hastanede kalış süresi yeterli olurken, hasta birkaç gün içinde normal beslenmeye geçebiliyor.
Yutma güçlüğü ihmal edilmemeli
Prof. Dr. Gömceli, yutma güçlüğü yaşayan herkesin bu şikâyeti sıradanlaştırmadan, zaman kaybetmeden bir gastroenteroloji uzmanına başvurması gerektiğini vurguladı. Çünkü erken teşhis, hem yaşam konforunu artırıyor hem de daha az müdahaleyle etkili sonuçlar alınmasını sağlıyor.