Bartın’ın Amasra ilçesinde yer alan Amastris Antik Kenti’nde yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarında, Roma dönemine tarihlenen stoa yapısında Yunan mitolojisinin simge figürlerinden Medusa’nın ender rastlanan gülümseyen tasviri keşfedildi.

Bartın Üniversitesi (BARÜ) tarafından üç yıl önce başlatılan kurtarma kazıları kapsamında ortaya çıkarılan bulgular, antik kentin geçmişte anıtsal ve görkemli yapılara ev sahipliği yaptığını ortaya koydu. Çalışmalar, BARÜ Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fatma Bağdatlı Çam başkanlığında yaklaşık 2 bin 850 metrekarelik alanda sürdürülüyor.

Doğal afetler sonucu yıkıldığı belirlenen Roma dönemine ait stoa yapısı, 9 metreyi bulan mermer sütunlarıyla dikkat çekiyor. Korint düzeninde inşa edilen yapı, orijinal mimari parçalar kullanılarak aslına uygun şekilde restore ediliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının destekleriyle yürütülen çalışmalara farklı üniversitelerden akademisyenler ve öğrenciler de katkı sağlıyor.

Yıl sonuna kadar tamamlanacak

“Geleceğe Miras” projesi kapsamında uygulanan anastylosis yöntemiyle bugüne kadar üç sütun ayağa kaldırılırken, diğer dört sütun ve yapıya ait mimari bloklar, tavan kasetleri ve özgün parçalar da gün yüzüne çıkarıldı. Çalışmaların yıl sonuna kadar tamamlanması ve alanın önemli bir turizm destinasyonu haline getirilmesi hedefleniyor.

Amastris Antik Kentinde Dikkat Ceken Kesif Medusa Bu Kez Gulumsuyor (2)

Kazı çalışmasında yeni keşif

Kazı çalışmalarının en dikkat çekici bulgularından biri ise, mermer bloklar üzerine yerleştirilen tavan kasetleri üzerinde yer alan Medusa figürü oldu. Genellikle korkutucu yüz ifadesiyle tasvir edilen Medusa’nın bu örnekte çocuk yüzünü andıran ve gülümseyen bir biçimde betimlenmesi, bilim dünyasında da heyecan yarattı.

Nadir örnek

Prof. Dr. Fatma Bağdatlı Çam, yapının yalnızca mimari açıdan değil, Roma dönemindeki sosyal yaşam ve refah düzeyine ilişkin önemli veriler sunduğunu belirterek, alanın agora ya da forum işlevi gördüğünü vurguladı. Antik kentte daha önce Büyük İskender başı, Nymphe ve Lares heykelleri, muskalar, sikkeler ve yazıt parçaları bulunduğunu hatırlatan Çam, gülümseyen Medusa figürünün ise son derece nadir bir örnek olduğunu ifade etti.

Çam, “Medusa genellikle koruyuculuk amacıyla korkutucu bir figür olarak kullanılır. Ancak bu tasvir, tıpkı bir Eros gibi huzur ve refahı simgeliyor. Bu durum, hem yapı hem de antik kentin bütünü açısından bize büyük umut veriyor” dedi.

Kazı ve restorasyon çalışmalarının planlandığı şekilde ilerlemesi halinde, alanın 2026 sonu ya da 2027 başında kısmen ziyarete açılması hedefleniyor.

Kaynak: AA