Türk edebiyatının yaşayan en önemli kalemlerinden biri olan Mustafa Kutlu, Türkçeye ve edebiyata yaptığı kalıcı katkılar nedeniyle “Türk Dilinin Yaşayan Değeri” ödülüne layık görüldü. Türkiye Maarif Vakfı tarafından verilen ödül, Türkçenin tarihsel derinliği ve kültürel sürekliliğine dikkat çekmeyi amaçlayan özel bir program kapsamında takdim edildi. Türkiye Maarif Vakfı ile Türk-Alman Üniversitesi iş birliğinde, “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” kapsamında düzenlenen program, “Köklerden Geleceğe Türkçenin Ortak Hafızası: Abide Eserler ve Şahsiyetler” başlığıyla gerçekleştirildi. Vakfın Üsküdar’daki merkezinde düzenlenen etkinlikte, Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir medeniyet dili olduğu vurgulandı.

Mustafa Kutlu: Samimiyetin Gücü

Sağlık sorunları nedeniyle programa katılamayan Mustafa Kutlu’nun, ödül için gönderdiği video mesaj izletildi. Kutlu, eserlerinin okur nezdinde karşılık bulmasının temelinde samimiyetin yer aldığını ifade etti. Türkçenin son derece zengin ve derin bir dil olduğunu vurgulayan Kutlu, bu dili hakkıyla kullanabilmenin ciddi bir emek ve ömür boyu adanmışlık gerektirdiğini dile getirdi. Kutlu, konuşmasında “ana dili” ile “anne dili” kavramları arasındaki ayrıma da dikkat çekti. Anne dilinin bireysel ve aileden aktarılan bir dil olduğunu, ana dilinin ise bir milletin ortak mirası olduğunu belirten Kutlu, Türkçeye verilen emeğin bir güne ya da bir döneme sığamayacağını vurguladı. Bu değerlendirme, salondaki katılımcılar tarafından uzun süre alkışlandı.

Türkçe Bir Medeniyet Dilidir

Programda konuşan Türkiye Maarif Vakfı Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Türkçenin Orhun Yazıtları’ndan bu yana geniş bir coğrafyada kullanılan köklü bir medeniyet dili olduğuna dikkat çekti. Bilgili, Türk dünyası arasındaki dil ve kültür bağlarının güçlendirilmesinin ortak bir sorumluluk olduğunu ifade etti. Türk-Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Yıldız ise “Dünya Türk Dili Ailesi Günü”nün, yalnızca Türk dünyası için değil, insanlığın ortak kültürel mirası açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı. Yıldız, bugün yaklaşık 200 milyon insanın ana dili olan Türk dillerinin, farklı coğrafyalarda aynı ruhu taşıyan zengin bir kültürel mirası temsil ettiğini belirtti.

Türkçenin Tarihsel Derinliği

Yazar Beşir Ayvazoğlu, Türkçenin yazılı belgelerinin 7. yüzyıla uzandığını, ancak bu metinlerin çok daha eski bir dil birikiminin ürünü olduğunu ifade etti. Kitabelerdeki ifade gücünün, Türkçenin erken dönemlerde bile gelişmiş bir edebi dil olduğunu gösterdiğini vurgulayan Ayvazoğlu, Yunus Emre ve Süleyman Çelebi gibi isimlerin bu büyük dil geleneğinin zirve örnekleri olduğunu söyledi. Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Taşağıl da Türkçenin geleceğine dair iyimser bir tablo çizdi. Türk dünyasının bugün tarihinin en kalabalık ve eğitimli dönemlerinden birini yaşadığını belirten Taşağıl, bu demografik gücün Türk kültürü ve dili için önemli fırsatlar sunduğunu ifade etti. Program, Mustafa Kutlu’nun şahsında Türkçeye emek veren tüm edebiyatçı ve düşünürlere bir saygı duruşu niteliği taşırken, dilin yalnızca geçmişin değil, geleceğin de taşıyıcısı olduğu mesajını güçlü biçimde ortaya koydu.

Kaynak: AA