Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde doğup büyüyen Polimer Malzeme Mühendisi Dr. Mustafa Kuyumcu, çocukluk yıllarında tanıklık ettiği çay üretim sürecinden ilham alarak, atık çay liflerinden çevre dostu ve sürdürülebilir bir biyokompozit malzeme geliştirdi. Kuyumcu'nun bu yenilikçi girişimi, hem çevreye zarar veren plastik kullanımına alternatif oluşturuyor hem de çay üretimi sırasında ortaya çıkan atıkları ekonomiye kazandırıyor.

Çaydan Gelen İlham: Atıktan Katma Değerli Ürüne

Dünyada en çok çay üreten ülkeler arasında beşinci sırada yer alan Türkiye, yılda yaklaşık 1,3 milyon tonluk üretimiyle önemli bir çay üretim merkezi konumunda. Bu üretim süreci sırasında ortaya çıkan atık çay lifleri ise bugüne kadar ya yakılıyor ya da çürütülerek bertaraf ediliyordu. Ancak bu yöntemler hem çevresel sorunlara neden oluyor hem de potansiyel bir ekonomik değerin kaybolmasına yol açıyordu.

Dr. Mustafa Kuyumcu, bu soruna çözüm ararken kendi uzmanlık alanını kullanarak atık çay liflerinden biyolojik temelli, sürdürülebilir ve çevre dostu bir kompozit malzeme geliştirmeyi başardı. Kuyumcu, atıkların sadece çöp olmadığını, doğru yöntemlerle yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülebileceğini gösteriyor.

Zararlı Gazlardan Üretime: Yeni Nesil Biyokompozitler

Çay üretimi sürecinde ortaya çıkan lif atıklarının fabrikalarda genellikle sıkıştırılarak yakıldığını belirten Kuyumcu, bu işlemin çevreye zararlı uçucu gazlar ve kötü kokular yaydığını ifade etti. Alternatif olarak bazı üreticilerin bu atıkları gübreye dönüştürmeye çalıştığını, ancak bu yöntemin de uzun süren bekletme süreçlerinde çevreye zarar verdiğini ve kullanılabilir nitelikte olmadığını söyledi.

Bu sorunlara çözüm geliştiren Kuyumcu, Doğu Karadeniz'deki çay fabrikalarından topladıkları atık çay liflerini işleyerek, granül formda biyokompozit malzeme haline getirdiklerini belirtti. Bu granüller, plastik gibi işlenerek otomotiv, inşaat, beyaz eşya, oyuncak ve mobilya gibi pek çok sektörde kullanılabiliyor.

5 Tondan 500 Tona: Büyük Hedefler

2024 yılı içerisinde 5 ton atık çay lifini işleyerek kullanıma uygun hale getirdiklerini söyleyen Dr. Kuyumcu, bu sayede yaklaşık 120 ağacın kesilmesini engellediklerini vurguladı. Kuyumcu’nun önümüzdeki hedefi ise yıllık kullanım miktarını 500 tona çıkararak 12 bin ağacın doğada kalmasını sağlamak. Bu aynı zamanda karbon salınımının azaltılması ve su tüketiminin düşürülmesi açısından da ciddi bir kazanım anlamına geliyor.

Plastiğe Alternatif, Doğaya Saygılı Ürünler

Geliştirilen malzemenin en büyük avantajlarından biri ise doğaya duyarlı yapısı. Kuyumcu, ürettikleri biyokompozitin, saf plastiklere kıyasla daha çevreci, sürdürülebilir ve doğa dostu olduğunu ifade ediyor. Dünya genelinde pirinç kabuğu, mısır sapı, kahve posası gibi biyolojik atıklardan üretilen malzemelerin giderek yaygınlaştığını belirten Kuyumcu, Türkiye’de çay liflerinin bu alanda önemli bir potansiyele sahip olduğunu savunuyor.

Çaydan Ürünlere: Tepsiden Otomobile

Kuyumcu, atık çay liflerinden elde ettikleri granülleri yalnızca sanayiye ham madde olarak sunmakla kalmıyor. Aynı zamanda bu farkındalığı artırmak amacıyla çay tabağı, tepsi gibi günlük kullanıma uygun, tamamen bu malzemeden yapılmış ürünler de üretiyor. “İnsanlar bu ürünlere bakınca ‘Bu çaydan yapılmış’ diyebilsin, farkındalık oluşsun istiyoruz,” diyen Kuyumcu, sürdürülebilirliğin sadece üretimde değil, toplumsal bilinçte de kök salması gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: AA