Çekya’da 3–4 Ekim’de yapılan genel seçimlerin ardından şekillenmekte olan yeni koalisyon hükümetinin, Avrupa Birliği (AB) ile daha çatışmacı bir politika izleyeceği değerlendiriliyor. Uzmanlar, popülist eğilimleriyle öne çıkan liderlerin yer aldığı hükümetin, ülkenin dış politikasında köklü değişikliklere kapı aralayabileceğini belirtiyor. Seçimlerin galibi Memnuniyetsiz Vatandaşlar Hareketi (ANO) lideri ve eski Başbakan Andrej Babis, aşırı sağcı Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi Partisi (SPD) ile sağ eğilimli Motorcular Partisiyle koalisyon konusunda anlaşmaya vardı. Bu üç partinin ortaklığı, Prag yönetiminin AB, Ukrayna ve Rusya politikalarında önemli kırılmalar yaşanabileceği yorumlarını beraberinde getirdi. Babis, seçim kampanyası boyunca AB’nin iklim politikalarına karşı sert eleştiriler yöneltmiş, Ukrayna’ya yapılan mali yardımlara Çekya bütçesinden kaynak ayırmayacağını açıklamıştı. Ayrıca, Avrupa’nın Ukrayna’ya mühimmat tedarikini koordine eden “Çek Mühimmat Girişimi”nin askıya alınabileceği sinyalini vermişti. Uzmanlara göre, bu yaklaşım Çekya’yı Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun çizgisine yaklaştırabilir.

“AB’deki Konumumuz Daha Sorunlu Olacak”

Prag Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Araştırma Direktörü Doç. Dr. Jan Kovar, yeni hükümetin Avrupa politikalarına ilişkin değerlendirmesinde, Çekya’nın AB içindeki pozisyonunun zayıflayabileceğini söyledi. Kovar, “Kurulmakta olan hükümetteki partiler Avrupa karşıtı söylemleriyle biliniyor. Koalisyon ortaklarından SPD’nin seçim kampanyasında AB ve NATO karşıtı ifadeleri sıkça kullandığını gördük. Bu durum, Prag’ın Brüksel ile daha sorunlu bir döneme girmesine neden olabilir.” dedi. Her ne kadar koalisyon anlaşmasında AB ve NATO üyeliğinin korunacağına dair bir mutabakat bulunduğunu hatırlatan Kovar, “Radikal bir kopuş beklemiyorum, ancak göç anlaşması ya da Yeşil Mutabakat gibi temel AB politikalarına karşı direnç yükselecektir. Bu da ülkenin Avrupa’daki itibarını zedeleyebilir.” ifadelerini kullandı.

“Beğendiğini Al, Beğenmediğini Reddet” Yaklaşımı Eleştiriliyor

Kovar, yeni hükümetin AB politikalarına “seçmeci” bir yaklaşımla yaklaşmasının Brüksel’de tepkiyle karşılanacağını belirterek, şunları söyledi: “Hükümet, AB politikalarının sadece kendi çıkarına uygun kısımlarını kabul edip, diğerlerini reddetmeyi planlıyor. Ancak Avrupa entegrasyonu böyle işlemez. Bu tür bir yaklaşım, Prag’a dost kazandırmaz; aksine Avrupa içinde sürtüşmeleri artırır.” Babis’in iş çevreleriyle olan ekonomik bağlarını hatırlatan Kovar, “Avrupa pazarlarıyla güçlü ticari ilişkileri olan Babis’in, bunu tehlikeye atacak kadar ileri gideceğini sanmıyorum. Viktor Orban kadar sert bir çizgi izlemeyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya-Ukrayna Politikası Yumuşayabilir

Kovar, yeni hükümetin Rusya-Ukrayna Savaşı konusundaki tutumunda da değişiklik sinyalleri verdi. SPD’nin Rusya yanlısı söylemleri ve Ukraynalı mültecilere yönelik kısıtlama talepleri nedeniyle, Prag’ın Ukrayna’ya verdiği desteğin zayıflayabileceğini belirtti. “Çek Mühimmat Girişimi” gibi AB destekli askeri programlarda ülkenin daha az rol üstleneceğini öngören Kovar, “Çekya, Ukrayna’ya karşı daha az dostane, Rusya’ya karşı ise daha yumuşak bir pozisyona kayabilir. Ancak tamamen Rusya yanlısı bir çizgiye geçeceğimizi de sanmıyorum.” dedi. Kovar, Çekya, Polonya, Macaristan ve Slovakya’dan oluşan Vişegrad Dörtlüsü (V4) grubunun yeniden etkinleşmesi ihtimalini de düşük gördü. Rusya-Ukrayna savaşına yaklaşımlardaki farklılıkların, bu dörtlü arasında ortak hareket etmeyi “neredeyse imkânsız” hale getirdiğini belirtti. “V4 formatının siyasi uyumu neredeyse tükendi. Çekya, Polonya kadar Ukrayna yanlısı olmasa da, Macaristan’ın Rusya’ya yakın politikasını da bütünüyle benimsemeyecektir.” ifadelerini kullandı.

Orta Doğu Politikası Değişmeyecek

Kovar, Çekya’nın Orta Doğu politikalarında büyük bir değişiklik beklemediğini söyledi. Koalisyonun, İsrail’i “önemli stratejik ortak” olarak görmeye devam edeceğini ifade eden Kovar, “Çek siyasetinde İsrail konusunda partiler arasında genel bir uzlaşı var. Bu konuda radikal bir yön değişikliği beklemiyorum.” dedi. Çekya’da şekillenmekte olan yeni hükümet, Avrupa Birliği’ne mesafeli, pragmatik ve zaman zaman çatışmacı bir çizgiye yöneliyor. Uzmanlara göre Prag, Brüksel’le ilişkilerde müzakere gücünü korumaya çalışsa da, AB politikalarına direnç gösteren bir tutumun uzun vadede ülkenin Avrupa’daki etkisini zayıflatma riski bulunuyor.

Kaynak: AA