CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, TBMM'de Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde, üniversitelerde yaşanan sorunları ele aldı. Konuşmasına, YÖK ve İstanbul Üniversitesi'ni kınayarak başlayan Taşkın, "Konuşmama, YÖK’ün ve İstanbul Üniversitesi’nin Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi sürecinde üstlendikleri utanç verici rolü kınayarak başlamak istiyorum. Düşünün, 28 kişinin diploması iptal ediliyor ama sadece bir kişi yargılanıyor. Şunu açıkça söylüyorum ki, ülkemizi bir Muz Cumhuriyeti’ne çeviren ve böyle gösteren bu utanç verici işlemin derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. Ülkemizi bu utançtan kurtarın!" dedi.
Darbecilerden bile geriye düştünüz
Rektör atamaları konusunda eleştirilerini yönelten Taşkın, "Gelelim, yine ülkemize hiç yakışmayan Rektör atamaları konusuna… Bu ülkede sıradan bir yurttaş muhtar seçebiliyor ama üniversite bileşenleri rektör seçemiyor. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Rektör seçimlerini ortadan kaldıran ve Cumhurbaşkanı’nın atama yetkisini esas alan bir kanun geçirdiniz. 12 Eylül Cuntası bile anayasaya seçme ve atama ifadelerini koymuştu. Cunta bile üniversitelerin Rektör belirleme sürecine katılmalarını öngörmüştü. Siz, darbecilerden bile geriye düştünüz. Daha da kötüsü, Rektör atamalarına dair bir kriteriniz yok. Uzun bir süre ne iddia ediyordunuz? 'Aman seçim olmasın, üniversiteler politikleşiyor' Peki, siz şimdi ne yapıyorsunuz? Vekilliği biten arkadaşlarınızı Rektör yapıyorsunuz. Emekli Diyanet İşleri Başkanı’nı Rektör yapıyorsunuz. Böyle bir ortamda, akademik özgürlüğün yerlerde sürünmesi kaçınılmaz. Akademik Özgürlükler Endeksi 2025 Raporu’na göre, Türkiye en düşük akademik özgürlüğe sahip ülkeler arasında E kategorisinde yer almakta ve tamamen kısıtlı olarak sınıflandırılmaktadır." diye konuştu.
Sizin farklılığa tahammülünüz yok
Farklı gelenekler üzerinden vurgu yapan Taşkın, "Üniversiteler, ancak farklı gelenekler ve uzmanlıklar yaratmalarına olanak tanındığında serpilir ve gelişir. Sizin farklılığa tahammülünüz yok. Öyle olsaydı, Boğaziçi Üniversitesi’nden gurur duymanız gerekirdi. Her biri yurtdışında kariyerini sürdürebilecek akademisyenlerin bir kamu üniversitesi için verdikleri mücadeleye saygınız olurdu. Siz ne yaptınız? Hiçbir seçilme kriteri uygulamadan 'bizden olsun' diyerek oraya paraşütle Rektör ve akademisyenler atadınız. Bu da yetmedi, üniversiteye dışarıdan 600 idari personel gönderdiniz. Neden? Çünkü kaybettiğiniz belediyelerde çalışan personeli işe yerleştirme ihtiyacınız vardı. 5 milyon ev genci işsizlikten kırılırken, siz kendi yandaşınızı vatandaşa tercih ettiniz." açıklamasında bulundu.
Bu adaletsizlik, sizlerin eseri
Yargı süreçleri üzerinden eleştiride bulunan Taşkın, "Geçenlerde, Adalet Bakanı 'Yargıda karar alma süreçlerini kısalttık' dedi. Gülümsedim, benim de aralarında olduğum barış akademisyenleri tam 9 yıldır yargı süreçlerinin sonuçlanmasını bekliyor. 10. yıla gireceğiz. 10 yıl ne demektir? Meslek hayatımızın nerdeyse yüzde 30-40’ı demektir. İşte bu adaletsizlik, sizlerin eseri… Geçenlerde genç bir bakan burada 'Türkiye inovasyon merkezi olmuştur' dedi. Gerçekten üzüldüm, keşke olsaydı… Hakikat ile sorununuz olduğunu düşünüyorum. Bizim üniversitelerimizin teknoloji üretimine bir katkı sunabildikleri iddiası doğru değildir. Daha da kötüsü, üniversitelerin giderek işlevsizleşmesi… Üniversiteye giriş sınavında barajı da kaldırdınız. Eksi netlerle öğrenciler nerdeyse Bilgisayar Mühendisliği’ne giriyorlar. Üniversite mezunları arasında işsizlik yüzde 40’ları bulmuş durumda. Mezun üniversiteler 'Boşuna mı okuduk' diye feryat ediyorlar." ifadelerini kullandı.




