Türkiye’nin yağlık ayçiçeği üretiminde dünyanın 9’uncu sırasında yer almasına rağmen, ithalat bağımlılığı her geçen yıl daha da artıyor. Çiftçilerin yüksek maliyetler altında ezildiği, kuraklıkla rekoltenin düştüğü bir yılda Resmî Gazete’de yayımlanan kararla, şirketlerin sıfır ve düşük gümrük vergisiyle ithalat yapmasının önünün açılması, üretici kesimin tepkisine neden oldu. Diğer yandan üreticinin maliyetine satış yapmasına neden olan politikanın, tüketicinin de yağı çok daha pahalıya almasına; üreticinin ve tüketicinin de zarar etmesine yol açacağı belirtildi. Ayrıca rekabetin azalmasıyla da kalitesiz ürünlerin piyasaya yerleşebileceği tehlikesi dile getirildi.

Verim düştü, ithalat arttı

Bu yıl Trakya başta olmak üzere Konya ve Adana gibi ayçiçeği üretiminin yoğun olduğu bölgelerde kuraklık etkisini sert gösterdi. Trakya’da dekarda 200 kilogram olan verim bu yıl 100 kilograma kadar geriledi. Yeraltı sularının azalması ve sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerine çıkması kalite ve rekoltede ciddi kayıplar yaşattı. Durum böyleyken, 22 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararla, şirketlerin 1 Temmuz-30 Kasım 2025 tarihleri arasında yerli tohum alan, ham ya da rafine ayçiçek yağı üreten sanayiciler aracılığıyla 1 milyon ton ayçiçeği tohumunu sıfır gümrük vergisiyle, 400 bin ton ham ayçiçek yağını ise yüzde 20 gümrük vergisiyle ithal edebilmelerinin önü açıldı.

Adnan Çobanoğlu-1

‘Şirketlerin lehine’

Tarım politikalarına sert eleştiriler yönelten Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, alınan kararın doğrudan üreticiyi değil, büyük şirketleri koruduğunu belirterek tepki gösterdi. Sendika, çiftçinin üretimden çekilmesinin yolunu açan bu tür uygulamaların, Türkiye’yi yağlık ayçiçeğinde tamamen dışa bağımlı hale getireceğini savundu. Sendika, çiftçilerin üretim yapabilmesi için ayçiçeği satış fiyatının en az 34-35 TL olması gerektiğini vurgularken, 2025 yılı itibarıyla çiftçilerin kendi arazilerinde dönüm başına yaklaşık 2 bin 200 TL masraf yaptığı, kira ile üretim yapan çiftçilerde bu rakamın iki katına çıktığı söyledi. Dönüm başına ortalama 100 kilogram verim alındığı düşünüldüğünde, ayçiçeği tohumunun kilogram maliyeti 22 TL’ye ulaşıyor.

‘Pahalı ve kalitesiz’

Alınan ithalat kararlarının yalnızca üreticileri değil, doğrudan tüketicileri de olumsuz etkileyeceğini belirten Adnan Çobanoğlu, yerli üretimin desteklenmemesinin üreticiye zararlarının yanı sıra, tüketicinin de yağı daha pahalıya almak zorunda kalması anlamına geldiğini söyledi. Çobanoğlu, “Desteklerin azalması zamanla üreticilerin tarladan çekilmesine yol açarken, artan dışa bağımlılıkla birlikte ayçiçeği yağı fiyatları döviz kuru ve küresel piyasa koşullarına göre belirlenecek. Bu da özellikle dar gelirli kesim için temel bir gıda maddesi olan yağın daha pahalıya alınması anlamına geliyor. Üretimin azalmasıyla birlikte olası bir arz krizinde rafların boş kalması riski artarken, kalite kontrolü zayıf ithal ürünlerin piyasaya sürülmesi de başka bir tehlike olarak öne çıkıyor. Özellikle ithal Ayçiçek yağlarının içerisine soya veya kanola yağı gibi farklı yağ türlerinin karışabileceği de büyük bir risk unsuru. Rekabetin ortadan kalktığı bir ortamda ithalatçı şirketlerin fiyatları belirleyici olması, tüketiciyi hem yüksek fiyatla hem de düşük kaliteli ürünle baş başa bırakabilir” ifadelerini kullandı.

Kooperatifler düşük fiyat açıkladı

Çukobirlik’in 24 TL, Trakya Birlik’in ise 28 TL avans alım fiyatı açıkladığını hatırlatan sendika, şirketlerin ortalama 25 TL’den alım yaptığını, bu fiyatlarla çiftçilerin ürününü neredeyse maliyetine sattığını ifade etti. ÇİFTÇİ-SEN, “Bu kabul edilemez. Üreticinin ayakta kalması için gerçekçi alım politikaları oluşturulmalı” çağrısında bulundu.

Kaynak: Dilek Çakır Durak