17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti. Türkiye’yi derinden sarsan o büyük felaket, geride on binlerce kayıp ve unutulmaz acılar bıraktı. O gece hem ailesinden 5 kişiyi kaybeden hem de yüzlerce canı kurtarmak için mücadele veren ambulans şoförü Muharrem Uzuner, yaşadığı travmayı ve hafızasına kazınan anıları hala dün gibi hatırlıyor. Depremin yaşandığı gece görev başında olduğunu anlatan Uzuner, yaşananları “Mahşer günü gibiydi” sözleriyle tarif ediyor. Ağabeyi, yengesi ve üç yeğenini kaybeden Uzuner, buna rağmen ambulans direksiyonuna geçerek binin üzerinde yaralı taşıdığını söylüyor. “O gece hastaneler yetersizdi, ambulans sayısı azdı, personel yoktu. Yine de gün ağarana kadar hiç durmadan canla başla çalıştık” diyor.
“Acıların En Büyüğünü Yaşadım”
Depremde kendi ailesinden 5 kişiyi kaybeden Uzuner, “17 Ağustos’un anlamı benim için çok büyük. Ağabeyim, yengem ve üç yeğenim… Acıların en büyüğüydü benim için. Mevlam bir daha böyle bir felaket yaşatmasın. O gece kaybettiklerimiz bizim için gerçek şehitlerdir” ifadelerini kullandı. O dönemde 112 Acil’de ambulans şoförü olarak görev yaptığını belirten Uzuner, “Depreme hasta taşıdığım sırada yakalandım. O anı anlatmak bile zor. Yüksek ses, karanlık, çığlıklar… Her yer enkaza dönmüştü. Hatırlamak istemiyorum ama mahşer günü gibiydi. Tek ambulanstım, doktorlar yetersizdi. O gece hiç durmadan bin, bin beş yüz yaralı taşıdım. Canla başla mücadele ettik” dedi.
“Yüksek Katlı Binalardan Uzak Durulmalı”
Deprem gerçeğine karşı vatandaşları uyaran Uzuner, “Ev alırken mutlaka zemini ve geçmişi araştırılmalı. Bazı müteahhitler maliyetten kaçıyor. Sağlam kişilerden ev alınmalı. Yüksek katlı binalar tercih edilmemeli. Devletin de bu yapılara izin vermemesi gerekir. Zemin sağlam olmadıktan sonra hiçbir bina dayanmaz” şeklinde konuştu. Aradan yıllar geçse de 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin acısı dinmiyor. Muharrem Uzuner’in yaşadığı kişisel trajedi ve verdiği mücadele, bu felaketin insan hayatlarında açtığı derin yaraların simgelerinden biri olarak hafızalardaki yerini koruyor.