Ege Üniversitesinde (EÜ), Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında “Aile İçi Şiddet ve Sağlık: Disiplinlerarası Yaklaşımlar” başlıklı panel düzenlendi. EÜ Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından organize edilen etkinlik, Edebiyat Fakültesi Nuri Bilgin Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü EKAM Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sinem Utanır Altay’ın yaptığı panele, İzmir Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürü Güliz Kuli ile EÜ Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aynur Uysal Toraman konuşmacı olarak katıldı.
“Şiddet, çağın bilgi seviyesine rağmen yok olmuyor”
Panelin açılışında konuşan EKAM Müdürü Doç. Dr. Vildan Koçoğlu Gündoğdu, artan bilgiye erişim ve eğitim seviyesine rağmen şiddetin farklı biçimlerde hayatın içinde varlığını sürdürdüğünü dile getirerek mücadelenin tek bir güne sıkıştırılamayacağını, sürekli farkındalık yaratılması gerektiğini ifade etti.
Siber ve flört şiddeti gençler arasında yaygınlaşıyor
ŞÖNİM Müdürü Güliz Kuli, şiddetin yalnızca fiziksel boyutuyla algılanmasının mücadeleyi zayıflattığını belirterek özellikle gençler arasında siber ve flört şiddetinin arttığını vurguladı. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ısrarlı takip tanımına değinen Kuli, bireyin istemediği halde sürekli hediye veya mesajla rahatsız edilmesinin, hatta erişimin engellendiği durumlarda dijital bankacılık üzerinden gönderilen açıklama metinlerinin dahi bu kapsama girdiğini aktardı. İlişkide kişinin kendi isteği dışında yaptığı her davranışın şiddet sinyali olduğunu söyleyen Kuli, 6284 sayılı Kanunun mağdurun beyanını esas alarak koruma imkânı sağladığını hatırlattı. KADES uygulaması ve ALO 183 hattının hayati önem taşıdığını belirten Kuli, öldürülen kadınların büyük bölümünün daha önce hiçbir resmi kuruma başvurmadığını vurgulayarak sessizlik döngüsünün kırılması gerektiğini ifade etti.
“Şiddet kuşaktan kuşağa aktarılan bir halk sağlığı sorunudur”
Panelin sağlık ayağında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Aynur Uysal Toraman, şiddeti öncelikli bir halk sağlığı sorunu olarak nitelendirdi. Çocukluk döneminde şiddete tanıklık eden veya maruz kalan bireylerin yetişkinlikte fail ya da mağdur olma oranının oldukça yüksek olduğunu belirterek bu durumun kuşaklar arası aktarımın tehlikesini ortaya koyduğunu söyledi. Şiddet mağdurlarının büyük kısmının ilk olarak sağlık kuruluşlarına başvurduğunu ifade eden Toraman, sağlık çalışanlarının dinleme, duygulara saygı duyma, değerlendirme, doğrulama ve destekleme aşamalarını içeren “5D prensibi” ile hareket etmesi gerektiğini aktardı. Toraman, acil servise başka bir şikâyetle gelen kadınların yaşadığı şiddetin dikkatli bir değerlendirme ile erken fark edilebileceğini belirtti.
Toplumsal zihniyet dönüşümü vurgulandı
Panelde, şiddetle mücadelenin yalnızca yasal düzenlemelerle değil; medya dili, eğitim sistemi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan bir zihniyet dönüşümüyle güçlenebileceği mesajı verildi.
Etkinlik, EKAM Müdür Yardımcısı Doç. Dr. İlkay Südaş’ın konuşmacılara teşekkür belgelerini takdim etmesiyle sona erdi.




