Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bazı İl Milli Eğitim Müdürlükleri, 2025-2026 eğitim-öğretim yılı için ‘Proje İmam Hatip Ortaokulu’ uygulamasını duyurdu. Bu okullara yönelik sınavla öğrenci alımı, burs, ücretsiz yemek gibi ayrıcalıklı imkânlar sunulması, eğitimcilerin tepkisine neden oldu. Bu durumu ‘eğitimde ayrımcılık’ ve ‘kamu kaynaklarının tek bir okul türüne tahsisi’ olarak değerlendiren eğitimcilere göre, bu okullara öğrenci alımında sınav sistemi, burs, ücretsiz yemek, ulaşım desteği ve özel sınıf imkânları sağlanıyor. Ancak kamu kaynaklarının yalnızca belli bir okul türüne ayrılması, eğitimde eşitlik ilkesi açısından soru işaretleri doğuruyor. Bu durumun ciddi eşitsizlikleri beraberinde getirdiğini vurguladı.

Özgür Şen-3

Proje imam hatip ortaokullarına, ekonomik zorluk yaşayan ailelerin çocuklarını çekebilmek amacıyla çeşitli ayrıcalıklar tanındığını vurgulayan Eğitim İş 1’Nolu Şube Başkanı Özgür Şen, “Bu okullarda ücretsiz yemek, burs, ulaşım desteği ve özel sınıf uygulamaları gibi imkânlar sunuluyor. Peki diğer okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı değil mi? Diğer okullardaki öğrenciler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Neden yalnızca proje imam hatip liselerine bu kadar kaynak aktarılırken, diğer okullar bu desteklerden yoksun bırakılıyor? Milli Eğitim Bakanlığı, aynı işi yapan öğretmenleri unvanlarla ayrıştırıyor, okulları ise nitelikli ve niteliksiz olarak sınıflandırıyor. Proje imam hatipler, nitelikli okul statüsüyle öne çıkarılırken, diğer okullarda görülmeyen birçok imkân burada öğrencilere sunuluyor. Bu liselerde hem burs veriliyor, hem yemek sağlanıyor, hem de ulaşım desteği sunuluyor” dedi.

‘Çocuklar beslenemiyor’

Son dönemde bu liselere ortaokul açma izninin de verildiğini vurgulayan Şen, “Ancak bu ortaokullara öğrenci alımında uygulanacak sınavın nasıl yapılacağı, kim tarafından yapılacağı ve hangi kriterlere göre öğrenci alınacağı belirsizliğini koruyor. Bazı ailelere, ‘Çocuğunuzu iyi sınıfa alırız’ denilerek yönlendirme yapılması da ciddi soru işaretleri doğuruyor. Öte yandan, diğer proje liselerine ortaokul açma izni verilmezken, bu okullarda burs, yemek ve ulaşım desteği de sağlanmıyor. İlkokul ve ortaokullarda ise çocuklar sağlıklı beslenemiyor. OECD verilerine göre her dört öğrenciden biri okula aç gidiyor. Milli Eğitim Bakanlığı bu tabloyu bilmesine rağmen çözüm üretmiyor, kaynakları adil biçimde dağıtmıyor. Eğitim-İş olarak bu eşitsizliğe karşıyız ve sonuna kadar mücadele edeceğiz. Çünkü burada açıkça bir adaletsizlik söz konusudur. Milli Eğitim Bakanlığı tüm okullara eşit davranmak zorundadır. Tüm çocuklar bizim çocuklarımızdır. Her birine eşit imkanlar sağlanmalı, fırsat eşitliği gözetilmelidir” diye konuştu.

necip vardal (1)

‘Laiklik ilkesi çiğneniyor’

İktidarın 2025-2026 eğitim-öğretim yılında ‘Proje İmam Hatip Ortaokulu’nu hayata geçirmek için bazı illerde çalışmalar yürüttüğünü belirten Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Eski Başkanı Necip Vardal, “Fen, Sosyal Bilimler vb. okul türlerinde değil de niye imam hatip türünde proje ortaokul uygulamasına geçmektedir sorusuna yanıt verilmelidir. Bu uygulama ile laiklik ilkesi çiğnenmektedir. Okul türleri arasında ayrımcılık yapılarak diğer okul türlerine ikinci sınıf okul muamelesi yapılmaktadır. Bir çeşit ‘promosyon’ sayılabilecek uygulamalarla proje imam hatip ortaokulları cazip hale getirilmeye çalışılmaktadır. Eğitimin kamusal özelliği ortadan kaldırılmakta, tüm öğrencilere sağlanması gereken burs, yemek, ulaşım bu okullara sağlanarak ayrıcalıklı zümre yaratılmaktadır. Özel sınıf, alanında uzman öğretmen gibi uygulamalar pedagojik olmayan eğitim bilimlerine aykırı uygulamalardır. Tüm öğrenci velilerinin bakanlıktan proje imam hatip okullarına sağlanacak ayrıcalıkların kendi öğrencilerinin devam ettiği ortaokullara da sağlanmasını talep etmeliler. Okullar arasındaki eşitliğin sağlanmasını istemeliler” ifadelerini kullandı.

Necati Kalafat (2)

‘Kamudaki eğitimler geride’

Türkiye'de eğitimin geldiği noktayı iki taraftan eğitimin tanımlandığını belirten Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Bir MESEM uygulamalarıyla yedi ve sekizinci sınıf öğrencilerinin mesleki teknik okullara gitmesi meselesi ve buralara hizmet verilmesi, bir de imam hatipler. Türkiye'de 20 milyonu aşkın öğrenci var. 5’te 2’si günlük yemek sorunlarıyla boğuşuyor. Kamudaki okullardaki eğitim imkânları çok geriye çekilmiş durumda. Öğretmenler açlık sınırında paralarla çalıştırılıyor. Okulların temizlik personeli yok. Ama imam hatiplere gittiğinizde bu sorunlarla hiç karşılaşmıyorsunuz” dedi.

“Bu durum ‘Çocuklarınızı imam hatiplere gönderin’ demek”

“İmam hatiplere göz attığınızda Yani yeteri kadar kadro, daha uygun sınıf ortamları görüyorsunuz” diyen Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “İmam hatiplerde, önümüzdeki sene de yemek ve ulaşım desteği de veriliyor. Yani bu çocuklarınızı imam hatibe gönderin demek oluyor, onlar daha iyi okullar ya da MESEM'lere gönderin. 14-16 yaşında 4-5 bin lira karşılığında sermayeye ucuz iş gücü olarak çalıştırılsın. Geri kalan eğitim sistemi hiç önemli değil. Laf olsun diye çocuklarımızı gönderdiğimiz bir yer olsun. Bunu yapmak istemeyenler de özel okullara yıllık 500 bin lira, bir milyon lira para versinler, çocuklarını oraya göndersinler gibi böyle çok bıçak sırtı bir eğitim sistemi yaratılmaya çalışılıyor. Orta sınıflara daha iyi eğitim imkânları kapatılıyor” diye konuştu.

Kaynak: Filiz Erol