Türkiye’de istihdam hızla ‘yaşlanıyor. Geçim zorluğu nedeniyle yurttaş, ilerleyen yaşlarında bile çalışmak zorunda kalıyor. Ülkede istihdamın yaş yapısı son 20 yılda belirgin biçimde değişti. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın ‘İşgücü Piyasasındaki Gelişmelerin Makro Analizi - 2025 Yılı 2. Çeyrek Raporu’na göre, 2004-2024 döneminde istihdam ileri yaş gruplarına doğru kaydı. Emekli aylıklarının yetersizliği ve geçim sıkıntısı, milyonlarca yurttaşı ilerleyen yaşlarında da çalışmak zorunda bırakıyor. 55 yaş üstünün iş hayatındaki ağırlığı hem erkeklerde hem kadınlarda belirgin biçimde yükselirken erkeklerde 65 ve üzeri yaştakilerin payı yüzde 11’den yüzde 16’ya çıktı.
‘Temel ihtiyacını bile’
Ekonomik krizin derinleştiği bir dönemde, iş hayatında tuhaf bir denge bozulmasının yaşandığını aktaran Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “İnsanlar geçimlerini sürdürebilmek için emeklilik yaşına gelmiş olsalar bile işlerini bırakmıyor. Çünkü geçinemiyorlar. Emekli olduklarında alacakları maaş, temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Bu yüzden çalışmaya devam eden her birey, dolaylı olarak gençlerin iş bulma şansını biraz daha daraltıyor. Genç nüfus, bu denklemde adeta görünmez hale geliyor. Resmî istatistiklerde çalışan sayısı yaşlı nüfusun içinde artarken, işsiz gençlerin oranı buzdağının görünmeyen kısmı gibi büyüyor. Oysa sağlıklı bir ekonomide sistem doğal akışı içinde işler; yaşlı çalışan emekli olur, yerine genç kuşak dahil olur. Şimdi ise bu döngü kırılmış durumda. Geçim derdi büyüdükçe, emeklilik bir hayal, dinlenmek bir lüks haline geldi. Pek çok kişi, “biraz daha dayanayım” diyerek emeklilik yaşını geçmiş olsa da işini bırakmıyor. Çünkü emekli maaşıyla temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor” dedi.
‘Gençlerin şansı azalıyor’
İşini bırakmayan her çalışanın, gençlerin iş bulma şansını biraz daha azalttığını vurgulayan Prof. Dr. Erkan, “Bu durum, istatistiklerde bile bir çarpıklık yaratıyor. Resmî rakamlarda istihdam artıyor gibi görünse de, aslında gençler bu sayının dışında kalıyor. Genç işsizlik oranı yükselirken, yaşlı çalışanların oranı artıyor. Bu, sağlıksız bir ekonominin en belirgin işareti. Bu bozulmanın kökünde üretime dayalı olmayan, istihdam yaratmaktan uzak ekonomi politikaları yatıyor. Türkiye’de uygulanan stratejiler, geniş ve kalıcı iş alanları yaratmak yerine belli sektörlere yığılıyor. İnşaat gibi alanlar dönemsel olarak iş imkânı sunabiliyor ama herkesin bu alanda çalışması mümkün değil. Herkesin yeteneği, eğitimi ya da fiziki gücü buna uygun değil. Bu yüzden gençler geçici çözümlere yöneliyor. Kimi turizmde, kimi lokantalarda, kimi de hizmet sektöründe kısa süreli işlerde şansını deniyor. Deneyimli olan yaşlı çalışanlar ise işveren açısından daha az riskli görülüyor; böylece gençler kapının dışında kalıyor. İşsizlik, sadece bir geçim sorunu değil; bir kuşağın umudunu yavaş yavaş tüketen bir süreç haline geliyor. Sonuçta ortaya, bir yanda işini bırakmak istemeyen bir kuşak, diğer yanda iş bulamayan bir kuşak çıkıyor” ifadelerini kullandı.
‘Emekli daha cazip’
Türkiye’de istihdamın yaşlanmasının birden fazla nedeni bulunduğunu dile getiren İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gencer ise, “Bunların başında, düşük emekli maaşları nedeniyle emeklilerin yeniden çalışma hayatına dönmesi geliyor. Geçim sıkıntısı yaşayan emekliler, yaşam standartlarını koruyabilmek için yeniden iş arayışına girerken, işverenler açısından da emekli çalışan istihdam etmek maliyet açısından daha cazip hale geliyor. Bu durum, emekli nüfusun aktif işgücü içinde daha uzun süre kalmasına neden oluyor. Diğer önemli neden ise genç nüfusun giderek artan biçimde yurt dışındaki daha cazip olanaklara yönelmesi” sözlerine yer verdi.
‘Ev genci’ artıyor
Eğitimli gençlerin önemli bir kısmının, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları ve geleceğe dair belirsizlikler nedeniyle Türkiye yerine başka ülkelerde yaşam ve çalışma imkânı aradığını aktaran İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gencer, “Buna karşın, iktidarın gençleri üretim ve istihdam süreçlerine dahil edecek etkili politikalar geliştirememesi, bu tabloyu daha da ağırlaştırıyor. Türkiye’de genç işsizlik oranı Avrupa ortalamasının üzerinde seyrederken, ‘ev genci’ olarak adlandırılan ve ne eğitimde ne istihdamda yer alan bir kesim giderek büyüyor. Bu durum, gençlerin sistem dışında kalmasıyla birlikte yaşlı nüfusun istihdamdaki payının artmasının aynası niteliğinde. Bir yandan gençler iş bulmakta zorlanırken, diğer yandan emekliler geçinebilmek için yeniden çalışmak zorunda kalıyor” diye konuştu.