Türkiye’de dayanıklı tüketim mallarındaki daralma en çok beyaz eşya sektörünü vurdu. Hem iç hem de dış talepteki zayıflama üretimi aşağı çekerken, fabrikalarda işten çıkarmalar hız kazandı. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre, dünya üretiminde ikinci sırada yer alan Türkiye’de üretim, satış ve ihracat 2024’te belirgin biçimde geriledi. TÜRKBESD verilerine göre 2024 yılında toplam üretim 31 milyon 825 bin adede düştü. Bu yılın ocak-ağustos döneminde ise yalnızca 19,6 milyon adet üretim gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla iç satışlarda yüzde 7, ihracatta yüzde 7 ve üretimde yüzde 9 oranında düşüş yaşandı. Üretimdeki bu gerileme, istihdamda da kayıpları beraberinde getirdi. TÜİK verilerine göre dayanıklı tüketim malları sektöründe ücretli çalışan sayısı son bir yılda yüzde 3,3 azalıp 11 binden fazla kişinin işini kaybetmesine neden oldu.

Metin Aztekin2

İstihdamda büyük azalma

Ülkede yaşanan ekonomik krizin, beyaz eşya sektöründe belirgin bir daralmaya neden olduğunu belirten İzmir Ticaret Odası (İZTO) 26. Ev Aletleri Grubu Meclis Üyesi Metin Aztekin, “Yaklaşık yüzde 6-7 civarında bir küçülmeden söz konusu. Bu daralmanın temel nedeni, vatandaşların artık yeni ürün almak yerine mevcut ürünlerini tamir ettirerek kullanmaya devam etmesi olarak görülüyor. Ekonomik şartların zorluğu, tüketiciyi yeni alışverişlerden uzaklaştırırken, daha düşük özelliklere sahip ürünlerle yetinme eğilimini de artırmış durumda. İç pazardaki bu talep azalması, dış pazarda da benzer şekilde hissediliyor. Avrupa’da yaşanan ekonomik sıkıntılar, Türkiye’deki üretim ve satışları doğrudan etkiliyor. Ancak Türkiye’deki tablo, Avrupa’ya göre daha sert bir düşüş gösteriyor. Görünen o ki, bu durumun 2026 yılında da benzer şekilde devam etmesi bekleniyor” dedi.

‘Yapay zeka’ işsizliği

Ekonomik daralmanın, beraberinde istihdam kayıplarını da getirdiğini vurgulayan Aztekin, “Bir yandan yapay zekânın iş süreçlerine dahil olması, diğer yandan şirketlerin ekonomik baskı altında kalması, istihdam artışının önünde ciddi bir engel oluşturuyor. Pek çok sektörde olduğu gibi beyaz eşya alanında da işten çıkışların hızlandığı görülüyor. Net bir rakam verilemese de Türkiye’deki genel işsizlik oranları, sektörün de benzer bir tablo çizdiğini ortaya koyuyor. Sonuç olarak ekonomik sıkıntılar, artan ithalat baskısı, düşen talep ve e-ticaret dengesizliği, sektörde hem üretimi hem de istihdamı olumsuz etkiliyor. Bu koşullarda beyaz eşya sektörü, 2026 yılına girerken, hem iç pazarda hem de dış pazarda ayakta kalma mücadelesi veriyor” ifadelerini kullandı.

‘Yerli zor durumda’

Çin’den ithal edilen ürünlerin piyasayı olumsuz etkilediğinin açıkça görüldüğünü aktaran Metin Aztekin, “Çin menşeli ürünlerin ucuz olması, yerli üreticiyi zor durumda bırakıyor. Daha önce bu durumu engellemek için bazı vergi düzenlemeleri yapılmış olsa da uygulamalar yetersiz kaldı. Ticaret Bakanlığı’nın geçmişte koyduğu yüzde 30 civarındaki gümrük vergilerinin artırılması gerek. Aksi takdirde, Çin’in düşük fiyat politikası nedeniyle Türkiye’deki üretimin ciddi biçimde sekteye uğrayacak. Çin’den gelen ürünlerin hem ucuz hem de yüksek kalitede olması, rekabeti daha da zorlaştırıyor. Bu nedenle, Türkiye’nin ekonomik anlamda kendini bir ‘kale içine’ alması gerekiyor. Gümrük duvarlarının yükseltilmesi, vergilerin artırılması ve yerli üretimin korunması gerekir” sözlerine yer verdi.

‘E-ticarette vergi yüzde 15 olmalı’

Beyaz eşya sektörü açısından bir diğer önemli sorunun da internet satışlarıyla ilgili olduğunu vurgulayan İZTO 26. Ev Aletleri Grubu Meclis Üyesi Metin Aztekin, “Son yıllarda e-ticaretin artması, fiziksel mağazaları zor durumda bırakıyor. Çünkü online satış yapan küçük işletmelerin kira, personel veya diğer giderleri bulunmadığı için ürünlerini çok daha düşük fiyatlarla sunabiliyorlar. Bu durum, mağazaların rekabet gücünü büyük ölçüde azaltıyor. Bu nedenle, internet üzerinden yapılan satışlara vergi uygulanması gerektiği uzun süredir savunuyoruz. Bu talep Ticaret Bakanlığı’na iletildi ve yüzde 15 oranında bir vergi önerisi gündeme gelmişti. Ancak alınan kararla bu oran yüzde 1’e düşürülünce, düzenlemenin etkisi neredeyse ortadan kalktı. Mağazaların ayakta kalabilmesi için bu yüzde 15’lik vergi oranının uygulanması gerekiyor. Bu talep, yalnızca beyaz eşya sektörü için değil, tüm esnaflar için geçerli bir beklenti olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

Kaynak: Filiz Erol