Bornova Belediyesi, ilçenin kültürel zenginliğine yeni bir halka daha ekliyor. Girit göçmeni Nigar Balın’ın 2020 yılında bağışladığı, Kazım Dirik Mahallesi’ndeki tescilli tarihi yapı restore edilerek “Girit Anı Evi ve Sanat Galerisi”ne dönüştürülüyor. Restorasyon projeleri Anıtlar Kurulu ve ilgili kurumların onayından geçerek uygulama aşamasına geldi. Böylece Bornova, sadece bir yapıyı değil; göç, kültür ve anıların iç içe geçtiği bir yaşam alanını kazanmaya hazırlanıyor.
Geçmişin izleriyle geleceğe uzanan bir kültür köprüsü
Toplam 250 metrekarelik alanda yer alan ve tek ile iki katlı binalardan oluşan yapı, Girit kültürüne özgü eşyalar, geleneksel kıyafetler, fotoğraflar ve el sanatlarıyla donatılacak. Ziyaretçiler, Giritli ailelerin İzmir’e uzanan hikâyelerine tanıklık edecekleri bir atmosferde dolaşırken; sergi, konferans ve etkinlik salonlarıyla kültürle iç içe bir deneyim yaşayacak.
Restorasyonun kalbinde: "Anıların canlandığı mekan"
Proje, Bornova Belediyesi’nin restorasyon anlayışını yansıtan “Anıların Canlandığı Mekân” konseptiyle yürütülüyor. Yapının özgün taş dokusu korunurken, geçmişle bugünün harmanlandığı, yaşayan bir kültür merkezi tasarlanıyor. Anı eviyle birlikte yapı içerisinde kafe, sergi salonları, toplantı alanları ve yeşil bir bahçe de yer alacak.
Bornova’nın tarihini yaşatan bir alan yaratıyoruz
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, proje alanında bağışçı Nigar Balın ile bir araya gelerek sürece dair bilgi paylaştı. Buranın Bornova’nın tarihi ve Giritliler için özel bir anlam taşıdığını belirten Başkan Eşki, bu alanın sadece bir restorasyon değil, aynı zamanda çok kültürlü kimliğe dair bir kültür hareketi olduğunun altını çizdi. Bahçeden kopardığı bir nar meyvesine gönderme yaparak, buranın güzelliklerinin tüm Bornovalılara ulaşmasını dilediğini de ifade etti.
Bornova’nın kimliğine yeni bir değer katacak
Tamamlandığında Girit Anı Evi, sadece geçmişi yaşatmakla kalmayacak; aynı zamanda kültürel etkinlikler, sanat çalışmaları ve eğitim faaliyetlerine de ev sahipliği yapacak. Proje, tarihi yapıların korunarak kent hayatına yeniden kazandırılması açısından İzmir genelinde de örnek gösterilebilecek bir adım olarak öne çıkıyor.
