Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, ilaç fiyatlarının yüzde 30 ile 80 oranında düşürülmesini hedefleyen başkanlık kararnamesini imzaladı. Oval Ofis’te yaptığı açıklamada, bu adımın sağlık hizmetleri açısından ülke tarihindeki en önemli düzenlemelerden biri olduğunu belirten Trump, ABD’de ilaç fiyatlarının diğer ülkelere kıyasla 5-10 kat daha pahalı olduğunu ve bu durumun milyonlarca Amerikalıyı olumsuz etkilediğini vurgulamıştı. Yeni düzenlemeyle ilaç fiyatları yüzde 30 ila 80 oranında azalırken, Trump aynı zamanda ilaç firmaları ile aracılarından kaynaklanan "gereksiz" masrafların da ortadan kaldırılacağını açıkladı.
Bu düzenlemenin dünyada ilaç fiyatlarında artışa neden olabileceği konuşulurken, uzmanlar Türkiye’de ilaç temin sorunu ile üretici firmaların kapanmak zorunda kalmasının, fiyat artışından çok daha büyük bir problem olduğunu vurguluyor. Özellikle sabit Euro kuru ve pandemi dönemindeki hammadde sıkıntısı nedeniyle ilaç üretim maliyetlerindeki artışın, üretici firmaların piyasada tutunamamasına neden olduğunu kaydeden uzmanlar, pandemiden bu yana geçen 4 yılda Türkiye menşeili üretici firmaların yok olduğunun altını çiziyor. Yerli ilaç üreticileri, birçok kalemde üretimi durdurmak ya da kısıtlamak zorunda kaldıklarını ifade ederken, özellikle pandemi döneminde küresel tedarik zincirinde yaşanan kırılmalar ve artan lojistik maliyetleri de sektörün yükünü artırdı. Küçük ve orta ölçekli bazı firmalar üretimi askıya almak ya da tamamen kapatmak zorunda kalırken, büyük firmalar ise kapasite düşürerek ayakta kalmaya çalışıyor.
‘Türk üretici yok oldu’
Türkiye’de ilaca ulaşımın büyük bir sorun olduğunu ve eczanelerde ilaç bulmanın çok zor olduğunu belirten World Shine Pharma İlaç Şirketi’nin Genel Müdürü Efecan Çubukçuoğlu, “Türkiye’de 900’e yakın ilaç zaten yok, bulunamıyor veya ulaşılamıyor. Eczanelerde en çok kullanılan ilaçlar bile yok denecek kadar az. O yüzden büyük bir kriz yaşanıyor. Fiyatların Euro kuru uygulaması, üretim maliyetini artırıyor. Bu yüzden bazı ruhsatlı üreticiler, üretimi durdurdu ve bu yüzden de eczanelerde stok sorunu yaşanıyor” diye konuştu.
Üretici firmaların giderleri kısarak ayakta kalmaya çalıştığını vurgulayan Çubukçuoğlu, “İlaç üretim firmalarının özellikle Türkiye menşeili olanların çoğu pandemide yok oldu. Sınırlı sayıda firma var. Avrupa menşeili firmalar operasyonel harcamalarını ciddi anlamda kıstılar. Örneğin; 3 bin çalışanı olan uluslararası firma aynı operasyonu şu anda 400-500 kişiyle yürütmeye çalışıyor. Şu an piyasada olsalar da personel giderlerini kısarak ayakta kalmaya çalışıyor. Ama yerel piyasadaki üreticilerin büyük bir çoğunluğu pandemi döneminde elendi. İlaç sektörü pazar payı çok yüksek olsa da giderleri de oldukça yüksek bir sektör. Bir ilaç şu an piyasada 200- 300 TL olsa da bu ilacı pazarlayan mümessilin maliyeti 100 bin TL’nin üzerinde. Bu gideri karşılamak için satış adedinin çok fazla miktarda olması gerekiyor. Dolayısıyla küçük firmaların çoğu battı, kapandı, devroldu, kalanları da giderleri kısarak ayakta kalmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
‘Stok azalırsa fiyat artar’
ABD’nin ilacın hammaddesini sağlayan bir ülke olmadığının altını çizen Çubukçuoğlu, Amerikan bazlı ilaçların büyük çoğunluğunun gıda takviyeleri olduğunu kaydetti. Ruhsatlı ilaçların Amerika’dan gelmediğini hatırlatan Çubukçuoğlu, “ABD’den gelen ilaçların çoğunluğu gıda takviyeleri ki onlar zaten güncel olarak çok pahalı ilaçlar. Dolayısıyla Amerika’daki bir fiyat indiriminin nasıl bir artış yapacağına karşı ilaç üreticileri de henüz bekliyor. Ancak fiyat indiriminin bize etkisi şöyle olabilir; Amerika Avrupa’dan stok ilaç alırsa, firmalar da ellerindeki stok doğrultusunda fiyat artışına gidebilir” dedi.
“Mağduriyet artıyor”
İlaçta sabit Euro kuru uygulaması nedeniyle maliyetlerin karşılanamadığını kaydeden İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, uygulamadan vazgeçilerek mevcut kur üzerinden gerekli zamların yapılmasının daha doğru politika olacağının altını çizdi. Mevcut kurla yerli üretim ilaçların maliyetleri birazcık nefes alacak olsa da, kanser ve kalp gibi rahatsızlıklarda kullanılan ithal ilaçların temininde büyük sıkıntıların devam edeceğini kaydeden Sayılkan, “Sabit Euro kuru için yapılan son zamlarda gördük ki birçok ilaç deposu fiyat artışından önce ilaç vererek zarara uğramamak adına ilaç teminine kota koydu. Öyle ki, eczaneler, ilaçları sadece belirli sayılarda alabildi. Vatandaşlar da ilaç bulamadıkları için bu süreçte mağdur olmuştu. ABD’de atılan yeni adım sonrasında ilaç fiyatlarında ani bir artış yaşanmasını beklemiyoruz, ancak zaten mevcut sorunumuz devam ediyor. Önce buna bir çözüm bulunması gerekiyor” dedi.