İsrail ordusu, Lübnan’ın Bekaa bölgesindeki bazı noktaları hava saldırısıyla hedef aldı. Ateşkes anlaşmasına rağmen gerçekleşen saldırı, bölgede tansiyonu yeniden yükseltti. Lübnan basını, Bekaa kırsalındaki yerleşim alanlarının bombardıman altında kaldığını bildirirken, bölgeden yükselen dumanların görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı.
İsrail’den “Hizbullah tesisleri” açıklaması
İsrail ordusu, saldırıya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, hedef alınan noktaların “Hizbullah’a ait eğitim kampları ve hassas füze üretim tesisleri” olduğunu ileri sürdü. Açıklamada, operasyonun “tehdit unsurlarını ortadan kaldırmaya” yönelik olduğu savunulurken, Lübnan makamlarından henüz resmi bir açıklama veya can kaybı bilgisi gelmedi. Yerel kaynaklar, saldırıların Bekaa’nın doğusundaki askeri altyapı bölgelerinde yoğunlaştığını, bazı noktalarda sivil yerleşim alanlarının da zarar gördüğünü aktardı. İsrail ile Hizbullah arasında Kasım 2024’te imzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen, İsrail ordusunun bu tarihten bu yana 4 bin 500’den fazla kez ateşkesi ihlal ettiği bildiriliyor. Birleşmiş Milletler gözlem raporlarına göre, bu ihlallerde yüzlerce sivil yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı. İsrail’in ayrıca Eylül 2024’teki geniş çaplı savaş sonrası ele geçirdiği 5 Lübnan tepesini hâlâ işgal altında tuttuğu, bununla birlikte bazı sınır bölgelerinde kalıcı askeri varlığını sürdürdüğü belirtiliyor.
Bölgesel gerilim yeniden tırmanıyor
Uzmanlar, İsrail’in Bekaa saldırısının, bölgesel dengeyi yeniden sarsabilecek bir adım olduğuna dikkat çekiyor. Ortadoğu’da süregelen gerilimlerin merkezinde Gazze’deki çatışmalar, İran destekli milislerin faaliyetleri ve İsrail’in güvenlik politikalarındaki sertleşme bulunuyor. Lübnanlı siyasi analistler, Tel Aviv yönetiminin bu hamleyle hem iç politikadaki baskıyı azaltmayı, hem de bölgesel caydırıcılığını güçlendirmeyi hedeflediğini belirtiyor. Ancak, saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğu ve ateşkesi fiilen geçersiz kıldığı yönündeki tepkiler artıyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, geçtiğimiz aylarda ateşkesin yeniden güçlendirilmesi ve Lübnan sınır hattında gözlem misyonunun genişletilmesi yönünde çağrılar yapmıştı. Ancak son saldırının ardından diplomatik girişimlerin yeni bir çıkmaza girebileceği değerlendiriliyor. Bölgedeki mevcut tablo, sivil halkın güvenliğini ve insani yardım koridorlarının işlerliğini ciddi biçimde tehdit ediyor.
