İstanbul’un su kaynakları alarm veriyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) verilerine göre, kente su sağlayan barajlardaki doluluk oranı 9 Kasım 2025 itibarıyla yüzde 21,87’ye düştü. Bu oran, son on yılın en düşük ikinci seviyesi olarak kayıtlara geçti. Geçtiğimiz nisan ayında yüzde 81,23’e kadar yükselen barajlardaki su seviyesi, sıcak hava koşulları ve artan tüketim nedeniyle son yedi ayda sürekli azaldı.
İSKİ verilerine göre İstanbul’un baraj ve göletlerinde toplam 868 milyon 683 bin metreküp su depolama kapasitesi bulunuyor. Ancak mevcut durumda bu hacmin yalnızca 189,84 milyon metreküpü dolu. Kentte günlük ortalama 3 milyon metreküp su tüketildiği düşünüldüğünde, mevcut rezervin yağış olmazsa yaklaşık iki ay yeteceği tahmin ediliyor. Kente su sağlayan Melen ve Yeşilçay sistemleri de bu dönemde önemli bir rol oynadı; Melen hattından 381,98 milyon, Yeşilçay’dan ise 84,3 milyon metreküp su alındı. Buna karşın, barajlardaki su seviyesi kent için kritik eşiğe yaklaşmış durumda.
İstanbul Teknik Üniversitesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, sonbaharın son haftalarında gelen yağışların barajlara bir haftalık nefes aldırdığını belirtti. Ancak Toros’a göre, bu artış geçici. “Ekim yağışları sayesinde barajlardaki su seviyesi her üç günde bir yüzde 1 düşerken, bu süre beş-altı güne çıktı. Ancak hâlâ son on yılın en düşük ikinci seviyesindeyiz,” diyen Toros, önümüzdeki aylarda beklenen yağışların hayati önem taşıdığını vurguladı.
Toros, aralık, ocak ve şubat aylarının İstanbul’un en yağışlı dönemi olduğunu, bu aylarda barajların yeniden dolmaya başlamasının muhtemel olduğunu belirtti. Ancak mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını söyleyen uzman, “Bugünkü miktar İstanbul’a yalnızca iki ay yetecek su demek. Kış yağışları gelmezse kent ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalabilir,” uyarısında bulundu.
Uzman, İstanbul’un yıllık su tüketiminin 1 milyar 100 milyon metreküp olduğunu, barajların tam kapasite dolu olsa bile bu miktarın şehre yalnızca on ay yeteceğini hatırlattı. Bu nedenle, kalıcı çözümler için yağmur suyu hasadı, gri su kullanımı ve tasarruf politikalarının zorunlu hale gelmesi gerektiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Toros, İstanbul’da kişi başına günlük ortalama su tüketiminin 200 litre civarında olduğunu ve bu miktarın 100 litreye indirilmesi gerektiğini söyledi. Toros, “Kademeli ücretlendirme sistemiyle, 100 litreye kadar uygun fiyat, sonrası için artan fiyat politikası uygulanırsa hem vatandaş hem yönetim hem de teknoloji firmaları kazanır. Bu, su tasarrufu sağlayan teknolojilerin gelişimini de teşvik eder,” dedi.
İSKİ’nin son on yıllık verileri de su krizinin ciddiyetini ortaya koyuyor. 2015’te yüzde 67,79 olan baraj doluluk oranı, 2020’de yüzde 28,65’e, 2023’te ise yüzde 16,77’ye kadar geriledi. Bu yıl yüzde 21,87’ye yükselmiş olsa da tablo hâlâ endişe verici.
Uzmanlara göre, yaklaşan kış ayları İstanbul’un su rezervleri açısından kritik bir dönüm noktası olacak. Yağışlar kısa vadede rahatlama sağlasa da kalıcı bir çözüm için suyun verimli kullanılması, altyapı yatırımlarının artırılması ve toplumsal bilinçlenmenin hızla yaygınlaştırılması gerekiyor. Prof. Dr. Toros’un ifadesiyle, “Su sadece doğanın değil, ekonominin de en stratejik kaynağı. Bugün alacağımız önlemler, gelecekte susuz kalmamanın teminatı olacak.”





