İzmir’de içme suyu krizi kapıda. Kentin ana su kaynağı Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 6,71’e gerilerken, diğer barajlar da kuraklık nedeniyle alarm veriyor. Uzmanlar, ciddi önlemler alınmazsa kentin yaklaşık 40 gün içinde susuz kalabileceği uyarısında bulunuyor.
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) verilerine göre, günlük ortalama 700 bin metreküp su tüketilen kentte, barajlardaki doluluk oranları son yılların en düşük seviyelerinde seyrediyor. Tahtalı Barajı’nın ardından, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı yüzde 1,39, Ürkmez yüzde 7,02, Balçova yüzde 21,16 ve Güzelhisar yüzde 54,91 seviyelerinde. Gördes Barajı ise tamamen kurumuş durumda.
“52 Yılın En Kurak Dönemindeyiz”
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, içinde bulunduğumuz dönemin son 52 yılın en kurak yılı olduğunu belirterek, “Yağışlarda yüzde 28'lik bir azalma yaşandı. Ancak esas sorun, suyu verimli kullanamamak. Suyu bilinçsizce harcıyoruz” dedi.
Kuyular Aşırı Kullanıldı, Akiferler Tükendi
Yaşar, geçmişte barajlar doluyken bile yer altı kuyularından su çekildiğini, bu durumun hem su kaynaklarını tükettiğini hem de enerji maliyetini artırdığını vurguladı. “Kuyular derinleşti, akiferler boşaldı. Manisa’nın altından her gün 220 bin metreküp su çekiliyor, Göl Marmara kurudu. Obruk oluşumları başladı” ifadelerini kullandı.
Tarım Politikası ve Kayıp-Kaçak Oranı Eleştirisi
Prof. Dr. Yaşar, tarımsal sulamada su yoğun meyve ve bitki tercihlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. “Elma, armut gibi ürünleri birkaç yıl tüketmesek, akiferler toparlanabilir. Kayıp-kaçak oranı yüzde 33, bu kabul edilemez” dedi.
“Su Kesintileri Geç Kaldı, Alternatifler Şart”
6 Ağustos’tan itibaren kent genelinde başlayan planlı su kesintilerinin, krizi hafifletmekte yetersiz kaldığını savunan Yaşar, “Belediye bu kesintilere geçen yıl başlamalıydı. Şu anda deniz suyu arıtma projeleri aktif olarak devreye alınmalı. Aksi takdirde susuzluk kaçınılmaz” değerlendirmesinde bulundu.
