Zorunlu eğitim sisteminde 2012 yılında uygulanmaya başlanan ve döneminde sıkça eleştirilen 4+4+4 eğitim sisteminin yeniden değişmesi gündemde. 2012 yılı öncesinde 3 yıl olarak uygulanan lise düzeyindeki eğitim sürecinde üç farklı model üzerinde duruluyor. Henüz resmi bir karar alınmamış olsa da kamuoyuna yansıyan modellerin ilki ‘3+1 Eğitim Modeli’. Bu sistemde, liselerde zorunlu eğitimin süresi 3 yıl ile sınırlandırılıyor. Öğrenciler 11’inci sınıfın sonunda diplomalarını alabilecek. 12’nci sınıf ise üniversiteye hazırlık yılı olarak planlanacak ve isteğe bağlı hale getirilecek. Bu sayede isteyen öğrencilerin sınavlara odaklanması isteyenlerin de doğrudan iş gücüne katılabilmesi hedefleniyor. Bir diğeri ‘2+2 Eğitim Modeli’. Bu modele göre zorunlu lise eğitimi 2 yıla indirilecek. Dileyen öğrenciler eğitimlerine 2 yıl daha devam edebilecek. Bu süreçte öğrenciler mesleki eğitime yönlendirilerek Mesleki Eğitim Merkezleri, açık öğretim kurumları veya istihdam odaklı programlardan yararlanabilecek. Son model ise ‘Yaş Temelli Model’. Bu modelde, öğrencilerin diploma alabileceği yaş sınırı esas alınacak. Tartışmalara göre, 16 yaşını dolduran öğrenciler zorunlu eğitimi tamamlamış sayılarak diploma alabilecek.
‘Çocuk işçiliği meşrulaşıyor’
23 yıllık AK Parti iktidarı süresince 9 Milli Eğitim Bakanı değişikliği olduğunu ve her bakan döneminde eğitim sisteminde ideolojik değişiklikler yapıldığını vurgulayan Eğitim-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, yeni sistem hakkında sektör paydaşlarından herhangi bir görüş alınmadığının altını çizdi. Ders yükünün azaltılması, esneklik kazandırılması söylemleri ile yapılmak istenen değişikliklerle müfredatın içeriğinin boşaltılması, niteliğinin düşürülmesi kamusal eğitim sistemini çökertmenin hedeflendiğini kaydeden Danyeli, “Örgün eğitimden lise eğitiminin süresinin azaltılması genç kuşakların eşit, bilimsel, kamusal, nitelikli eğitim hakkının gasp edilmesidir. Yapılmaya çalışılan bu değişiklikler, sosyoekonomik eşitsizlikleri derinleştirmesi ve özel okullara yönelimi kaçınılmaz kılacaktır. Lise eğitiminin kısa tutulması, mezun olan gençlerin, sermayenin ihtiyaç duyduğu ucuz iş gücüne katılmasının önünü açmak için atılan adımlardır. MESEM’lerle çocuk işçiliğinin meşrulaştırarak öğrencilerin emeğinin sermayeye peşkeş çekilmesi yetmezmiş gibi öğrencileri erken yaşta mezun ederek bu sömürü düzenine daha çok emek gücü sağlanmak isteniyor. Bu uygulama ile özellikle yoksul ailelerin çocukları hedef alınmaktadır. Ne yazık ki çocukların üstün yararını gözeten ve ona uygun eğitim politikaları üreten değil sermayenin üstün yararını gözeten bir bakanlıkla karşı karşıyayız” dedi.
“Eğitimsizlik oy kapısı”
Öğrencilerin içinde bulunduğu ezbere dayalı eğitim sistem nedeniyle okula gitmek istemediklerini vurgulayan Ulusal Eğitim Derneği Genel Başkanı Osman Gazi Oktay, günümüzdeki lise eğitimi düzeyinin geçmişteki ilkokul seviyesine eş değer olduğunu belirtti. İktidar tarafından eğitim seviyesinin düşürülmesinin kendilerine oy kaynağı sağladığının açıkça ifade edildiğini kaydeden Oktay “Daha önceki yıllarda lise 3 yıl iken eğitimin daha sağlıklı olması düşünülerek 4 yıla çıkarıldı. Öğrenciler her iki sistemde de son yılı soru çözme üzerine yoğunlaştırıyor. Ancak bu bilgiler günlük hayatlarında kullanamayacakları ve ancak eleme amaçlı bir sistemin çarkları olduğundan öğrenciler okula gelmek istemiyor. İktidar eğitimi gereksiz, hatta bazı rektörler ilkokul sonrası eğitimi gereksiz görüyor. Eğitim seviyesi düştükçe kendilerine daha çok oy geldiğini de itiraf ettiler. Maalesef son dönemde dünyada ilk 500’e giren üniversitemiz kalmadı. Eğitim süresi kısalırsa Afrika ülkeleri ile yarışır hale geleceğiz” dedi.
“Sistem zorunlu 13 yıl olmalı”
Sistemi değiştirenlerin müfredatın sadeleşmesinden anladıklarının, Atatürk ilkelerinin müfredattan çıkarılması ve din dersinin zorunlu, matematik dersinin seçmeli hale getirilmesi olduğunu vurgulayan Oktay, “Yapılan araştırmalar Cumhuriyetin ilk yıllarında verilen eğitimlerin çok daha iyi olduğunu belirtiyor. Eğitim herkesin temel hakkı ve anasınıfından liseye kadar en az 13 yıl zorunlu eğitim olmalı. Üniversite sınavları kaldırılarak, okumak isteyen herkese üniversite eğitimi alma hakkı tanınmalı. Temizlik işçileri bile yüksekokul mezunu olmalı. Kendilerini iyi yetiştiren ve piyasada iş yapabilir insanlar yetiştirilmelidir. Eğitim yaz-boz tahtasına çevrildi. Bizler yüzlerce yıllık eğitim tarihine sahibiz. Geçmişte terk edilenleri yeni diye sunmalarına aşinayız. Laik, bilimsel ve demokratik eğitim verilmedikçe yılların bir anlamı yok” ifadelerini kullandı.