Uzun süren sessizliğini yüksek oktanlı bir dönüşle bozdu. Michael Fassbender, yarış pistlerinden yeniden beyaz perdeye adım attı. Peki, Michael Fassbender kimdir?

Michael Fassbender: Disiplinli Bir Tutkunun Portresi

Alman-İrlandalı aktör Michael Fassbender, 2 Nisan 1977’de Almanya’nın Heidelberg kentinde dünyaya geldi. Sanatla iç içe geçen kariyerine iki Akademi Ödülü, dört BAFTA ve üç Altın Küre adaylığı sığdıran Fassbender, 2020 yılında The Irish Times tarafından İrlanda’nın en büyük aktörleri arasında dokuzuncu sırada gösterildi.

Annesi Kuzey İrlandalı Adele, babası ise Almanya’dan Josef Fassbender’dır. Ailesi, Michael henüz iki yaşındayken İrlanda’nın Killarney kasabasına taşındı ve burada bir restoran işletti. Katolik bir ortamda yetişen Fassbender, gençliğini Almanya ve İrlanda arasında geçirerek çok kültürlü bir kimlik kazandı. 17 yaşında sahneye ilk adımını attı ve 19 yaşında Londra Drama Centre'da oyunculuk eğitimine başladı.

Ekranla Tanışma ve Yükseliş

Fassbender'ın ilk dikkat çeken rolü, HBO’nun Band of Brothers (2001) dizisinde Pat Christenson karakteriyle geldi. Ardından Hex (2004–2005) dizisinde Azazeal rolüyle İngiltere televizyonlarında tanınmaya başladı. Asıl çıkışını, IRA üyesi Bobby Sands’i canlandırdığı Hunger (2008) filmiyle yaptı. Rol için fiziksel sınırlarını zorlayan Fassbender, büyük övgü topladı ve İngiliz Bağımsız Film Ödülü’nü kazandı.

Uluslararası başarı ve ana akım sinema

2009’da Quentin Tarantino’nun Inglourious Basterds filminde Teğmen Archie Hicox rolüyle yer aldı. Aynı yıl Fish Tank filminde karmaşık bir baba figürünü canlandırdı. 2011'de ise kariyerinin kırılma noktasını yaşadı. X-Men: First Class filminde genç Magneto rolüyle dünya çapında tanındı. Aynı yıl Steve McQueen’in Shame filminde cinsel bağımlılıkla mücadele eden Brandon karakteriyle Venedik’te Volpi Kupası’nı kazandı.

12 Years a Slave (2013) filmindeki zalim köle sahibi Edwin Epps performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterildi. 2015’te Apple kurucusu Steve Jobs'u canlandırdığı biyografik filmdeki başarısı ise En İyi Erkek Oyuncu dalında ikinci Oscar adaylığını getirdi.

Yarış pisti ve kamera arası

2017’de oyunculuğa ara vererek çocukluk tutkusu olan otomobil yarışlarına yöneldi. Ferrari Challenge, Porsche Süper Kupası ve Avrupa Le Mans Serisi’nde yarıştı. 2020 yılında “Oyunculuktan önce yarışçı olmak istiyordum” diyerek bu yönelimi açıkladı. 2021’de Portimão’da podyum görerek dikkat çekti.

Sinema dönüşü ve gelecek projeler

2023'te David Fincher imzalı The Killer ile beyaz perdeye döndü. Yoga yapan, metotlu bir suikastçıyı canlandırdığı film olumlu eleştiriler aldı. Taika Waititi’nin yönettiği Next Goal Wins’te ve Netflix yapımı The Kitchenda da yer aldı. Yakında Paramount+ dizisi The Agency ve Na Hong-jin'in gerilim filmi Hope projelerinde boy gösterecek.

Özel yaşam ve duruşu

2014’ten beri İsveçli oyuncu Alicia Vikander ile birlikteliğini sürdüren Fassbender, 2017’de evlendi ve çiftin iki çocuğu bulunuyor. Lizbon’da sade bir yaşam süren oyuncu, mahremiyetine özen göstermesiyle biliniyor. Katolik bir geçmişten gelen Fassbender, bugün inançsız olsa da ruhani ritüellerle bağını koparmadığını belirtiyor. Liverpool FC taraftarı olan oyuncu, hem Alman hem de İrlanda vatandaşlığına sahip.

Fassbender’ın kariyeri sadece oyunculuğun ötesinde; o, disiplini ve tutkusu sayesinde hem sanatta hem de motor sporlarında iz bırakmayı başarmış bir figür. Oynadığı karakterler kadar özel hayatındaki tercihleriyle de güçlü bir bireyselliği temsil ediyor.

Kaynak: Haber Merkezi