Türkiye'nin önemli bal üretim merkezlerinden biri haline gelen Afyonkarahisar’ın Kocatepe beldesinde, doğayla iç içe sürdürülen bir başarı hikayesi yaşanıyor. Dört kuşaktır arıcılıkla uğraşan Ahmet Yılmaz (57) ile ziraat mühendisi oğlu Mehmet Yılmaz (26), sadece kaliteli bal üretmekle kalmıyor; aynı zamanda nesilden nesile aktarılan bir emeğin ve tutkuyla yapılan bir mesleğin temsilcisi oluyor.

Doğal zenginliği ve bitki çeşitliliğiyle arıcılar için cazibe merkezi olan Kocatepe yaylalarında çiçek balı, polen, propolis ve arı sütü üretimi yapan Yılmaz ailesi, her sezon olduğu gibi bu yıl da hummalı bir çalışma yürütüyor. Baba-oğul, bölgedeki arı popülasyonunu artırmanın ve ürün kalitesini yükseltmenin peşinde.

“Birlikte Büyüdük, Birlikte Üretiyoruz”

Mesleğini yaklaşık 30 yıldır profesyonel olarak sürdüren Ahmet Yılmaz, geçmişten bugüne arıcılığın geçirdiği değişimi ve gelişimi şu sözlerle anlatıyor:

“Bu iş bizim için sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Eskiden 100 kilogram bal alırken bugün tonlardan bahsediyoruz. Modern arıcılığın gereklerini uyguluyor, ıslah edilmiş arılarla çalışıyoruz. 50 kovandan başladık, şu an 800’ü geçtik. Hedefimiz önümüzdeki yıl 1000 kovanla Kocatepe'de üretim yapmak.”

Oğlunu hem meslektaşı hem de yoldaşı olarak gören Ahmet Yılmaz, aralarındaki iş birliğinin verime doğrudan yansıdığını belirtiyor:

“Mehmet benim sadece oğlum değil, aynı zamanda akıl hocam. Teknik bilgisiyle bana yön veriyor, ben de saha tecrübemi onunla paylaşıyorum. Bu sinerjiyle harika sonuçlar alıyoruz. Oğlumla gurur duyuyorum.”

“Bilimle Gelenek El Ele Verdi”

Ziraat mühendisliği eğitimini babasının izinden gitmek için değerlendiren Mehmet Yılmaz ise çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürmüş bir genç üretici. Arıcılıkla iç içe büyüyen Mehmet, üniversite yıllarında aldığı eğitimle aile mesleğine bilimsel bir bakış kazandırmış.

“Çocukluğum kovanların arasında geçti. Okul yıllarımda da arıcılık derslerine özel ilgi duydum. Şimdi babamla birlikte üretiyoruz. Balın yanı sıra polen, propolis ve arı sütü de üretiyoruz. Bu yıl bölgedeki floranın etkisiyle kovanlar erken doldu, bu da ikinci kez hasat yapma fırsatı doğurdu. Toplamda 3 ton bal üretmeyi hedefliyoruz.”

“Her Petekte Emek, Her Damlada Aile Bağı”

Yılmaz ailesi üretimin her aşamasını birlikte yürütüyor. Kurdukları mobil çadırlarda bal sağımı yapan baba ve oğul, petek sırlamadan pazarlamaya kadar her detayı bizzat takip ediyor. Doğrudan tüketiciye ulaşan ürünleri sayesinde satış konusunda hiçbir zorluk yaşamadıklarını vurgulayan Mehmet Yılmaz, balın kalitesine güvenlerinin tam olduğunu ifade ediyor:

“Babam petekleri sırlıyor, ben sağımı yapıyorum. Her aşamada birlikteyiz. Ürünlerimiz yoğun ilgi görüyor çünkü katkısız, doğal ve yerel. Çiçek balımız ve çam balımız hem aroması hem de rengiyle fark yaratıyor.”

“Gelecek Nesillere Arıcılığı Miras Bırakmak İstiyoruz”

Arıcılığın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür ve sorumluluk olduğunun altını çizen Ahmet Yılmaz, bu mirası torunlarına da aktarmak istediklerini belirtiyor:

“İstiyorum ki torunlarım da bu işi sevsin, yapsın. Doğayla iç içe olmak, üretmek, emekle kazanmak paha biçilemez. Bu işi seviyoruz ve severek yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin dört bir yanına kaliteli bal sunmak için çalışıyoruz.”

Ahmet ve Mehmet Yılmaz’ın omuz omuza verdiği bu örnek iş birliği, hem aile bağlarının gücünü hem de doğayla uyumlu üretimin önemini gözler önüne seriyor. Kocatepe yaylalarında yükselen bu bal sesi, Anadolu’nun bereketli topraklarından tüm Türkiye’ye uzanıyor.

Kaynak: AA