Babil’i Mezopotamya’nın kültürel ve mimari başkenti hâline getiren büyük imar projeleriyle de tarihe damga vuran, Nebukadnezar kimdir? Nebukadnezar Kürt mü?
Nebukadnezar kimdir?
II. Nebukadnezar, MÖ 605 ile MÖ 562 yılları arasında Yeni Babil İmparatorluğu’nun tahtında oturmuş, imparatorluğun siyasi ve kültürel gücünü zirveye taşıyan kraldır. Keldâni kökenli ilk Babil hükümdarı Nabopolassar’ın oğludur.
Nebukadnezar, gençliğinde Asur İmparatorluğu’na karşı verilen savaşlarda yer aldı. MÖ 605 yılında Mısır firavunu II. Neko’ya karşı Karkamış’ta kazanılan zafer, onun askeri ve siyasi kariyerinin dönüm noktası oldu. Bu zaferden sonra Suriye ve Filistin topraklarını ele geçirerek Babil’in etkisini Levant’a kadar genişletti.
Babası Nabopolassar’ın ölümü üzerine tahta çıkan Nebukadnezar, hükümranlığı boyunca çok sayıda askerî sefer düzenledi. MÖ 601’de Mısır’a karşı başarısız bir sefer gerçekleştirdi. Ardından, Babil’e bağlı Yahuda Krallığı’nın isyanı üzerine Kudüs’ü iki kez kuşattı; ilki MÖ 597, ikincisi MÖ 586 yılında olmak üzere. İkinci kuşatmada Kudüs tamamen yıkıldı, Süleyman Mabedi yerle bir edildi ve çok sayıda Yahudi sürgüne gönderildi (Babil Sürgünü).
Nebukadnezar, yalnızca fetihleriyle değil, imar faaliyetleriyle de tanınır. Babil’i dönemin en görkemli şehirlerinden biri hâline getiren geniş çaplı inşa projeleri başlattı. Tapınaklar, surlar, yollar ve sulama kanallarının yanı sıra, efsanevi Asma Bahçeler’in onun tarafından, eşi Amytis için yaptırıldığına inanılır. Aynı dönemde inşa edilen İştar Kapısı da Babil’in sembollerinden biri hâline gelmiştir.
Nebukadnezar Kürt mü?
Tarihsel kaynaklar II. Nebukadnezar’ı bir Babil kralı olarak tanımlar. Ancak özellikle 16. yüzyılda Evliya Çelebi gibi bazı Osmanlı seyyahlarının onun Kürt kökenli olduğuna dair görüşler ortaya koyduğu görülür. Bu tür iddialar, dönemin halk anlatılarına ve yerel sözlü tarihe dayansa da, bilimsel olarak teyit edilmiş değildir.
II. Nebukadnezar, MÖ 562 yılında hayatını kaybetmiş ve yerine oğlu Amel-Marduk geçmiştir. Geride bıraktığı miras, Mezopotamya’nın en parlak dönemlerinden birinin simgesi olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.