Ney icrasının yaşayan efsanelerinden, müzisyen ve eğitmen Niyazi Sayın, 98 yaşında hayatını kaybetti. İstanbul’un Üsküdar semtinde doğan Sayın, yalnızca bir sanatçı değil, aynı zamanda ebru ustası, fotoğrafçı ve geleneksel zanaatlara gönül veren bir kültür taşıyıcısıydı.

Niyazi Sayın Kimdir?

Türk klasik müziğinin yaşayan efsanelerinden biri olarak kabul edilen Niyazi Sayın, 12 Şubat 1927’de İstanbul’un Üsküdar semtinde dünyaya geldi. Müziğe olan ilgisi henüz çocuk yaşlarda ortaya çıktı. Zamanla sadece bir neyzen değil, aynı zamanda bir müzik eğitmeni, ebru ustası, fotoğraf sanatçısı ve el zanaatları ustası olarak da tanındı. Ney icrasındaki ustalığı, onu geleneksel Türk müziğinde efsanevi bir konuma taşıdı.

Müziğin Sessiz Ustası

Niyazi Sayın’ın en çok bilinen müzikal iş birliklerinden biri, tambur virtüözü Necdet Yaşar ile yaptığı düetlerdir. Bu ikili, özellikle 1960’lı ve 70’li yıllarda Türk musikisine altın harflerle yazılan icralar kazandırdı. İstanbul Belediye Konservatuvarı ve İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda uzun yıllar görev yapan Sayın, yüzlerce öğrenci yetiştirdi ve geleneksel ney üslubunu gelecek kuşaklara aktarmada kilit bir rol üstlendi.

Sadece Müzisyen değil, bir sanatkâr

Müzikle sınırlı kalmayan Niyazi Sayın, ebru sanatı, fotoğrafçılık, tesbih yapımı, tornacılık, sedef kakma, kuşçuluk ve olta balıkçılığı gibi birçok alanda derinleşti. Evi, aynı zamanda bir atölye ve sanat merkezine dönüşmüş, adeta nefes alan bir zanaat mekânı hâline gelmişti. Sanatla iç içe geçen sade yaşamı, onun zarafetiyle bütünleşmişti.

Vefatı ve ölüm nedeni

Niyazi Sayın, 8 Ekim 2025 tarihinde 98 yaşında hayatını kaybetti. Basına yansıyan bilgilere göre, ölüm nedeni hakkında resmi bir açıklama yapılmadı. Sağlık durumu ya da varsa herhangi bir hastalığına ilişkin detaylar kamuoyu ile paylaşılmadı. Ancak uzun yıllara yayılan üretkenliği ve sanatına olan bağlılığı, Sayın’ın yaşamının son günlerine kadar devam ettiğini gösteriyor.

Kültürel mirasın sessiz vedası

Niyazi Sayın’ın vefatı, sadece bir müzisyenin değil, aynı zamanda çok yönlü bir kültür taşıyıcısının kaybı anlamına geliyor. Neyin sesiyle bin yıllık gelenekleri modern zamanlara taşıyan bu büyük usta, ardında yalnızca eserler değil; bir duruş, bir zarafet ve bir sanat disiplini bıraktı.

Türk musikisi onu her zaman saygıyla anacak.

Kaynak: Haber Merkezi