Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, son 40 yılda dünya genelinde obezite oranları üç katına çıktı. 2016 yılında 650 milyon yetişkin obez olarak sınıflandırılırken, 5-19 yaş grubunda 340 milyon çocuk ve ergenin fazla kilolu ya da obez olduğu tespit edildi. 2020 yılında ise, 5 yaş altındaki 39 milyon çocuğun fazla kilolu veya obez olduğu kayıtlara geçti. Uzman Diyetisyen Eda Mancoğlu, bu tablonun yalnızca bireyleri değil, toplumsal sağlık sistemini de tehdit ettiğini vurguladı.

Son derece olumsuz etkiler oluşturuyor

Modern yaşamın hızına yetişmeye çalışan bireylerin, zaman ve maliyet faktörleri nedeniyle fast-food tüketimine yöneldiğini belirten Mancoğlu, özellikle büyük şehirlerde bu alışkanlığın ciddi bir artış gösterdiğini söyledi. Sosyal medya ve televizyon reklamlarının da bu süreci hızlandırdığına dikkat çekti. Bu tür yiyeceklerin düzenli tüketiminin, yüksek doymuş yağ ve şeker alımına neden olduğunu belirten Mancoğlu, bunun sonucunda diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları gibi kronik sağlık sorunlarının yaygınlaştığını kaydetti.

Sağlıklı ve pratik alternatifler geliştirilmeli

Fast-food alışkanlığını bırakmak isteyen bireyler için evde pratik ve sağlıklı alternatifler sunan Mancoğlu, sebzeli omlet, yulaf ezmesi, yoğurtlu meyve kaseleri, tam tahıllı sandviçler, kuru yemişler ve ev yapımı granola barlar gibi besinlerin hem daha sağlıklı hem de uzun vadede daha ekonomik olduğunu ifade etti.

Aileler çocuklara örnek olmalı

Çocukluk döneminde kazanılan beslenme alışkanlıklarının ileri yaşlara taşındığını hatırlatan Mancoğlu, ailelerin bu süreçte örnek rol üstlenmesi gerektiğini belirtti. Evde birlikte yemek pişirmenin ve ailece sofraya oturmanın çocukların sağlıklı beslenme davranışlarını olumlu yönde etkilediğini söyledi.

Küçük ama etkili değişiklikler

Mancoğlu, haftalık öğün planlamalarının hem zaman kazandırdığını hem de plansız beslenmenin önüne geçtiğini belirtti. Dışarıda yemek tercih edilecekse kızartmalar yerine ızgaraların, beyaz ekmek yerine tam tahıllı ürünlerin seçilmesini önerdi. Gazlı içecekler yerine su ya da ayranın tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Mancoğlu, küçük adımlarla büyük farklar yaratılabileceğini dile getirdi.

Muhabir: Murat Beşir Babaoğlu