İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) ve Filistin merkezli Al-Quds Üniversitesi'nin ortaklığında hayata geçirilen uluslararası gençlik projesi "Pusula: İnsanlığın Ortak Yönü", İstanbul’da düzenlenen tanıtım programıyla kamuoyuna sunuldu. Avrupa Birliği’nin Erasmus+ Programı kapsamında desteklenen proje, Türkiye ve Filistin’den gençleri kültürel miras, insan hakları, uluslararası hukuk ve şehir bilinci gibi konular etrafında bir araya getirmeyi hedefliyor.
Tanıtım programı, İbn Haldun Üniversitesi’nin Başakşehir yerleşkesinde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Safa Koçoğlu’nun yanı sıra Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Akıncı Yılmaz, İHÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kemal Yılmaz ve Al-Quds Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Imad Abu Kishek programa katılarak önemli mesajlar verdi.
Koçoğlu: “Bu Proje, Vicdanın Pusulasıdır”
Programda konuşan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Safa Koçoğlu, projenin, gençlerin temel değerlere yeniden yönelmesini sağladığını belirtti. Koçoğlu, Filistin meselesinin sadece bir coğrafi mesele olmadığını, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren evrensel bir sınav olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Filistin davasını anlamak, belgeye dayalı olarak tanımak ve uluslararası hukukla ilişkilendirmek gençlerimizin temel sorumluluğudur. Bu proje, İstanbul’dan Kudüs’e uzanan sadece bir yolculuk değil; kültürel, insani ve vicdani bağların da yeniden inşasıdır.”
Koçoğlu, Türkiye’nin mazlum coğrafyalardaki insanlara sahip çıkma iradesinin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda kültürel ve insani bir sorumluluk olduğunu da sözlerine ekledi.
Mustafa: “Türkiye, Filistin’in Sarsılmaz Destekçisidir”
Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ise projenin diyaloğu ve anlayışı pekiştirmeye yönelik önemli bir adım olduğunu ifade etti. Türkiye'nin yıllardır Filistin halkına verdiği desteği “sarsılmaz ve samimi” olarak niteleyen Mustafa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ederek şu sözleri kullandı:
“Filistin halkı olarak, Türkiye’nin gösterdiği dayanışmayı daima yanımızda hissediyoruz. Bu proje, gençler arasında kurulan köprüler aracılığıyla hem kültürel hem de diplomatik anlamda önemli sonuçlar doğuracaktır.”
Yılmaz: “Mescid-i Aksa, Bu Projenin Yön Göstericisidir”
TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Akıncı Yılmaz da konuşmasında, “Pusula” isminin projeye sembolik bir anlam kazandırdığını ifade etti. Mescid-i Aksa’nın hem Müslümanların ilk kıblesi hem de evrensel vicdanın sembolü olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
“Kudüs, yönünü kaybeden insanlığa bir pusula işareti sunmaktadır. Bu proje, dini özgürlükler, kültürel mirasın korunması ve insan hakları gibi temel meseleleri gençlerin perspektifinden ele alma fırsatı sunacak. Böylece sadece bireysel bilinç değil, kolektif bir kültürel hafıza da gelişecektir.”
Kültürlerarası Etkileşim Eylül'de Kudüs’te Devam Edecek
İbn Haldun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kemal Yılmaz ise projenin iki aşamalı yapısına dikkat çekti. Ağustos ayında Filistinli öğrencilerin İstanbul’da ağırlanacağını belirten Yılmaz, Eylül ayında da Türk öğrencilerin Kudüs’e gideceğini ve burada çeşitli seminerler, saha ziyaretleri ve kültürel gözlem faaliyetlerine katılacağını söyledi.
“Bu proje, sadece gençlerin farklı kültürleri tanımasına değil; aynı zamanda kültürel diplomasi ve tarihsel ortak bilinç inşasına da hizmet edecek. Dünyanın pusulasını kaybettiği bir dönemde, gençlerimizin yönünü bulmasına vesile olacak bu tür programları çoğaltmak istiyoruz.”
İki Üniversite Arasında İşbirliği Güçleniyor
Program kapsamında, İbn Haldun Üniversitesi ile Al-Quds Üniversitesi arasındaki akademik iş birliğinin de daha da pekiştirileceği ifade edildi. Proje koordinatörleri Kaan Şentürk ve Ömer Faruk Yıldırım’ın yaptığı sunumlarla proje takvimi ve uygulama adımları hakkında detaylı bilgi verildi.
“Pusula: İnsanlığın Ortak Yönü” projesi, gençlerin kültürler arası anlayış, uluslararası hukuk bilgisi ve insan hakları bilincini geliştirmeyi amaçlıyor. İstanbul ve Kudüs’ü yalnızca coğrafi olarak değil, kültürel ve vicdani bağlarla da birleştiren proje, gençliğe yön veren bir eğitim modeli olarak öne çıkıyor. Hem Türkiye hem de Filistin’de büyük ilgi gören bu proje, yeni neslin daha adaletli bir dünya inşasına katkı sunacağına dair umutları artırıyor.
Bu projenin devamında gençlerin nasıl dönüşümler geçirdiği ve projeye katılım sonrası deneyimleri de kamuoyu tarafından merakla takip edilecek gibi görünüyor.