Mıhyeddin Yakışır’ın merkezinde yer aldığı sahte e-imza çetesi, diplomalardan sınav belgelerine kadar yüzlerce resmi evrakı sistem üzerinden işledi. Peki, Sahte diploma skandalında adı geçen Mıhyeddin Yakışır kimdir?
Ortaokul mezunu, akademiyi ve nasıl ele geçirdi?
Türkiye, kamu sistemine sızan büyük bir sahtecilik şebekesiyle sarsılıyor. Skandalın merkezinde yer alan isim ise hiç beklenmedik biri: Mıhyeddin Yakışır. 29 yaşındaki, madde bağımlısı ve ortaokul mezunu bu şahıs; sahte kimlikler, e-imzalar ve diplomalarla yalnızca eğitim kurumlarını değil, devletin kritik güvenlik yapılarını bile yanıltmayı başardı. Timur Soykan’ın ortaya çıkardığı ve ardından iddianamelere konu olan bilgiler, bir kişinin sistem açıklarını nasıl suistimal ettiğini çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.
Mıhyeddin Yakışır kimdir?
Mıhyeddin Yakışır, Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşayan ve geçmişte madde bağımlılığı ile suça karıştığı bilinen biri. Resmî kayıtlara göre sadece ortaokul mezunu. Ancak Yakışır, sahte belgelerle kendisini lise mezunu olarak gösterip, kurduğu ilişkiler aracılığıyla yüzlerce diplomaya ve kamusal belgeye imza atabilecek bir sahte yapı oluşturdu. Öyle ki; sistem üzerinde işlem yapabilecek düzeyde e-imza edinerek kurumların dijital altyapısına erişim sağladı.
Sahtecilik ağı: Üniversitelerden emniyete uzanan bir sistem
İddialara göre Yakışır ve içinde yer aldığı sahtecilik şebekesi, yalnızca bireysel değil; organize bir yapı olarak faaliyet gösterdi. Bu yapı, çok sayıda üniversitenin öğrenci işleri dairelerinden ve diploma hizmetlerinden sahte belgeler düzenledi. Gazi Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi gibi yükseköğretim kurumlarının isimleri, sahte belgelerde “resmiyet kazandırmak” amacıyla kullanıldı.
Yakışır adına düzenlenen sahte e-imzalar sayesinde bu belgeler sistem üzerinden doğrulanabilir hale getirildi. Örneğin; bir adayın düşük olan sınav puanı ÖSYM sistemine işlenmeden önce sahte belgelerle yükseltildi. Bu yöntemle bazı kişilerin, ehliyet, KPSS ve ALES gibi kritik sınavlarda haksız şekilde başarı gösterdiği ortaya çıktı.
Narkotik Başkomiserliğe kadar yükseldi
Skandalın en çarpıcı boyutlarından biri ise Emniyet Genel Müdürlüğü içinde yaşandı. İddialara göre Mıhyeddin Yakışır, sahte bir kimlikle narkotik başkomiseri unvanı aldı. Sahte belge ve e-imza ile Emniyet’e ait çeşitli yetkilendirmeleri kendisi adına tanımlattı. Bu unvanla kamuya açık işlemler yaptı, yazışmalar gerçekleştirdi ve sistemsel güvenlik zaaflarını test etti.
İddianameler ve yargı süreci
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamelerde Yakışır, yalnızca bir sahte belge kullanıcısı değil, aynı zamanda aktif bir organizatör olarak tanımlanıyor. Hazırlanan dosyada, yaklaşık 200 kişilik bir şebekenin devletin farklı kurumlarında sahte belgelerle işlem yaptığı belirtiliyor.
Yargı süreci devam ederken olay, sadece bir bireysel dolandırıcılık vakası değil, aynı zamanda Türkiye’deki belge güvenliği, sınav sistemleri, üniversite yapıları ve kamusal e-imza sistemlerinin kırılganlığına yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.