Manisa’nın Salihli ilçesindeki UNESCO Dünya Mirası Sardes Antik Kenti’nde, milattan önce 8. yüzyıla ait Lidya Sarayı’nın kalıntılarına ulaşıldı.
Manisa’nın Salihli ilçesinde yer alan, Lidya İmparatorluğu’na başkentlik yapmış ve tarihte devlet güvencesinde paranın ilk basıldığı yer olarak bilinen Sardes Antik Kenti, bu yıl çok önemli bir arkeolojik keşfe sahne oldu. Yaklaşık 8 metre derinlikte, milattan önce 8. yüzyıla tarihlenen Lidya Sarayı’nın kalıntıları gün yüzüne çıkarıldı.
Kazılar, 120 yıldır aralıksız sürdürülen Sardes çalışmaları kapsamında, ABD Wisconsin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nicholas Cahill başkanlığındaki ekip tarafından yürütüldü. Bölge, geçmişi milattan önce 1200’lere uzanan ve Lidya, Pers, Helenistik, Roma ve Bizans gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir tarihi merkez konumunda.
Lidya Katmanına Ulaşmak Zorlu Bir Süreç
Prof. Dr. Cahill, Lidya dönemine ulaşmanın kazılar açısından en zorlu aşamalardan biri olduğunu belirtti. Bunun nedeni, Lidya döneminin üstünde Pers, Helenistik, Roma ve Bizans yerleşim katmanlarının bulunması. Gimnazyumun yaklaşık 1 kilometre doğusunda yapılan çalışmalarda bu katmanlar tek tek aşılmış ve nihayet Lidya seviyesine ulaşılmış durumda.
Bu tabakada yaklaşık 30 bronz ok ucu, insan iskeleti parçaları ve 9 gümüş sikke bulundu. Cahill’e göre bu sikkeler, dünyanın bilinen en eski gümüş paraları arasında yer alıyor ve milattan önce 6. yüzyılın başlarına tarihleniyor. Daha derin seviyelerde ise milattan önce 8. yüzyıla ait tabakalar ortaya çıkarıldı.
Anıtsal Bir Saray
Keşfedilen sarayın 1,5–2 metre genişliğinde taş duvarlara sahip olduğu ve 6 metreden yüksek bir yapının parçası olduğu tespit edildi. Bulgu, Lidyalıların sanıldığından çok daha erken dönemde şehirleşmeye başladığını ortaya koyuyor.
Cahill, bu durumu şöyle yorumladı:
“Yunan şehirleri 8. yüzyılda yalnızca küçük evler inşa ederken Lidyalılar anıtsal teraslar ve yapılar yapmaya başlamış. Bu mimari, Friglerin M.Ö. 9–10. yüzyıllardaki anıtsal yapılarından da esinlenmiş olabilir. Tarihçiler, Lidyalıların M.Ö. 7. yüzyılda şehirleştiğini düşünüyordu. Ancak bu keşif, Sardes’in M.Ö. 8. yüzyılda büyük, anıtsal bir şehir olduğunu kanıtlıyor. Lidyalılar, esasen bir Anadolu medeniyetidir; kökleri doğudadır, Yunan değil.”
Kazılar Gelecek Yıl Devam Edecek
Bu yılki çalışmalar tamamlandıktan sonra saray ve çevresindeki kalıntılar, kış yağışlarından zarar görmemesi için özenle kapatıldı. Prof. Dr. Cahill, gelecek kazı sezonunda bölgedeki araştırmaların sürdürüleceğini belirtti.
Sardes’e gelen ziyaretçiler, Lidya tümülüslerinden Artemis Tapınağı’na, Antik Çağ’ın en büyük sinagogundan Yuhanna İncili’nde adı geçen kiliseye kadar uzanan zengin bir tarih mozaiğini görme şansı buluyor. Yeni bulunan Lidya Sarayı ise kentin kadim geçmişine ışık tutacak en önemli keşiflerden biri olarak tarihe geçecek.