Türkiye’de teşhircilik, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak kabul ediliyor. TCK'nın 225. maddesinde düzenlenen “hayasızca hareketler” başlığı altında yer alan bu fiil, kamuya açık alanlarda gerçekleştiğinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabiliyor.
Teşhircilik Türkiye’de suç sayılıyor mu?
Kamusal alanda yapılan teşhir davranışları, hem toplumsal hem de hukuki boyutuyla tartışma yaratıyor. Peki, Türkiye'de teşhircilik suç teşkil eder mi? Türk Ceza Kanunu bu konuda açık hükümler içeriyor.
Hangi fiiller teşhircilik kapsamına giriyor?
Teşhircilik, genel anlamda bir kişinin cinsel bölgesini ya da mahrem davranışlarını başkalarının görebileceği şekilde sergilemesi olarak tanımlanıyor. Türk Ceza Kanunu’na göre bu tür eylemler, toplumun genel ahlak anlayışına aykırı hareketler olarak kabul ediliyor.
TCK Madde 225: Hayasızca hareketler
Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesi "Hayasızca Hareketler" başlığını taşıyor. Maddede, “alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü yer alıyor. Bu madde, teşhircilik fiilini açıkça suç olarak tanımlıyor ve cezai yaptırım öngörüyor.
Aleniyet şartı aranıyor
Teşhircilik suçunun oluşması için eylemin "aleni", yani kamusal alanda veya başkalarının görebileceği bir şekilde gerçekleştirilmiş olması gerekiyor. Eylemin gizli, kapalı bir ortamda yapılması halinde bu suçun unsurları oluşmuyor.
Kasıtlı yapılması gerekiyor
Hukuki değerlendirmede dikkat çeken bir diğer unsur ise failin kasten hareket etmesi. Yani teşhir davranışının bilerek ve isteyerek yapılması gerekiyor. Kazara ya da istem dışı yaşanan durumlar bu kapsamda değerlendirilmiyor.
Şikâyet gerekmeden soruşturma açılabilir
Bu suç, şikâyete bağlı olmaksızın savcılık tarafından re’sen (kendiliğinden) soruşturulabiliyor. Yani herhangi bir kişinin şikâyette bulunmasına gerek kalmadan kamu davası açılabiliyor.
Cezai yaptırımı ne kadar?
Teşhircilik fiilini gerçekleştiren kişi hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Ceza miktarı, olayın niteliğine, failin kast derecesine ve mağdur sayısına göre hâkim tarafından belirleniyor.
Yargıtay içtihatları da bu yönde
Yargıtay, daha önceki benzer davalarda kamuya açık alanlarda yapılan teşhir davranışlarının TCK 225 kapsamında cezalandırılabileceği yönünde kararlar vermiş durumda. Bu kararlar, yerel mahkemelere örnek teşkil ediyor.