Aksaray’ın doğusundan geçen Tuz Gölü Fayı üzerine yapılan son araştırmalar, büyük deprem üretme ihtimalinin düşük olduğunu gösterdi. Ancak bilimsel temelden uzak açıklamalar kafa karıştırıyor. Peki, Tuz gölü fay hattı en son ne zaman kırıldı?

Tuz Gölü Fayı Kırılırsa Aksaray'da Kaç Büyüklüğünde Deprem Olur?

Jeoloji uzmanı Dr. Ramazan Demirtaş, Aksaray'ın deprem riskiyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin en tartışmalı fay hatlarından biri olan Tuz Gölü Fay Zonu'nun (TGFZ) olası bir kırılma senaryosunda ne tür bir deprem üretebileceğini bilimsel veriler ışığında değerlendirdi.

Jeoloji Mühendisleri Odası’nın altından doğrudan aktif fay hatları geçen 24 ili mercek altına aldığı çalışmada, Aksaray da risk altındaki iller arasında yer aldı. Bu kapsamda paleosismoloji uzmanı Dr. Ramazan Demirtaş, özellikle Tuz Gölü Fay Zonu’nun Aksaray’daki etkilerine odaklandı.

TGFZ Nedir, Nereden Geçiyor?

Demirtaş’a göre, Aksaray kent merkezinin doğusundan geçen Tuz Gölü Fay Zonu, yaklaşık 180 kilometre uzunluğunda ve 15 ila 60 kilometre arasında değişen 6 segmentten oluşan bir normal fay zonu. Fayın sınırlı ölçekte sağ yönlü doğrultu atımlı bileşeni olsa da, temel olarak dikey hareketli bir sistemden söz ediliyor.

Deprem Potansiyeli: 6.2 - 7.1 Arası

Wells ve Coppersmith’in (1994) fay uzunluğu ile deprem büyüklüğü ilişkisine dayanan formülüne göre, TGFZ üzerindeki her bir segmentin 6.2 ila 7.1 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli bulunuyor. Ancak Demirtaş, 6 segmentin aynı anda kırılarak 7.1 ve üzeri bir deprem yaratma olasılığının oldukça düşük olduğunu vurguluyor.

"Veri Yoksa, Felaket Senaryosu Kurmayın"

Demirtaş, "Eğer Tuz Gölü Fayı'nın tarihsel veya tarih öncesi dönemlerde 7.0 büyüklüğünde bir deprem ürettiğini iddia ediyorsanız, bunu bilimsel verilerle desteklemek zorundasınız" diyerek spekülatif söylemlerle kamuoyunun yanıltılmasına karşı uyarıyor.

Deprem Tekrar Süresi: 10-20 Bin Yıl

Demirtaş ve çalışma arkadaşlarının Şereflikoçhisar çevresinde yaptığı paleosismolojik kazılarda, TGFZ’nun yıllık kayma hızının 0.05 mm/yıl olduğu ve bu faya bağlı olarak 6.5 - 7.0 büyüklüğündeki depremlerin yinelenme aralığının 10 ila 20 bin yıl arasında değiştiği tespit edildi. Bu da kısa vadeli büyük bir deprem beklentisinin bilimsel temele dayanmadığını gösteriyor.

Kent Planlamasına Uyarı: “Sakınım Bandı Oluşturamazsınız”

Aksaray’ın alüvyon dolgu zemin üzerine kurulu olması ve TGFZ’nun normal fay karakteri nedeniyle, klasik anlamda bir “sakınım bandı” tanımlanamayacağını belirten Demirtaş, "Paleosismoloji uzmanı olmayanlar tarafından yapılan mikrobölgeleme kazılarında fay izi görülmemiş olabilir, ama bu bilimsel çıkarım yapma hakkı vermez" diyor.

Fay Yasası Tartışması: “Felaket Tellallığına Bilimle Yanıt Verin”

Demirtaş, bazı çevrelerce dillendirilen “fay yasası” girişimlerini eleştirerek, bilimsel dayanağı olmayan felaket senaryolarının kent planlamasını sekteye uğratabileceğini, bu durumun da halk sağlığı açısından ciddi riskler yaratacağını ifade ediyor.

“Uzman olmadığınız bir konuda kamuoyunu etkilemeye çalışırsanız, kent planlamasını değil, felaketi yönetmiş olursunuz” diyen Dr. Demirtaş, yasa yapıcılara da açık bir mesaj gönderdi:

“Fay Yasası gibi mağduriyet üretmeye dayalı yasal düzenlemeler, bilimin değil, belirsizliğin önünü açar.”

Kaynak: Haber Merkezi