İnşaat sektöründe son dönemde gündeme gelen konulardan birisi, binalardaki deprem hasarlarından inşaat ustalarını da sorumlu tutacak düzenlemenin çıkarılacak olması. Ancak, ustalara sorumluluk verilmesi yönündeki tartışmalar, farklı görüşleri beraberinde getiriyor. Sektör temsilcileri, mevcut şartlar altında bu uygulamanın hayata geçirilmesini erken ve riskli buluyor.
Yetki belgeli ustalara, Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından, Ulusal Yeterlilik Çerçevesinde ve Avrupa Birliği tarafından benimsenen yeterlilik esasları ile uyumlu olacak şekilde ustalık belgesi verildiğini belirten İZTO Yönetim Kurulu Üyesi ve MÜFED Yüksek İstişare Kurulu Başkanı İsmail Kahraman, “Eğitimler sonucu edinilmiş, diploma, ustalık belgesi, yetki belgesi, sertifika, bağımsız işyeri açma belgesi, kalfalık belgeleri de bu kapsamda yetki belgesi olarak kabul edilmektedir. Mevzuat yönünden yukarıda belirtilen tüm tanımlamalar, usul ve esaslar yapılmış olmasına karşın sahadaki gerçeklikleri göz ardı edemeyiz. Çalışma hayatına katılmak isteyen çalışanların yıllar içinde yanlış yönlendirilmeleri, tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de ara eleman ve usta işgücü sayısını oldukça düşürdü. Buna köklü çözümler ancak teknik ara eleman sayısını artıcı yeni eğitim politikaları ile mümkün olacak. Bu konunun tüm paydaşları geç kalınmadan stratejilerini oluşturup aksiyona geçmeli” ifadelerini kullandı.

Ismail Kaghraman

‘Çok bilinmeyenli denklem’

İsmail Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zaman içinde mesleki yeterlilik belge sayılı iş gücü sayısının artırılmasının yanı sıra aynı şantiye şeflerinin kayıtlarının tutulduğu gibi hangi inşaatın hangi safhasında hangi iş veya işlemi hangi ekip ve personelin yaptığını izleyebileceğimiz bir sistemin kurulması neticesinde tam bir izlenebilirlik sağlayacak. Sistemin tam izlenebilirliğini sağlamadan, bu işin sorumlusu şu ustadır demek, hukuki açıdan hükümsüz kalacak. Ancak bir gerçek de var ki; Yapım işlerinde çalışan işgücünün yaptığı iş ve işlemler, sahadaki üst amirleri olan şantiye şefleri tarafından tanımlandığı, planlandığı ve kontrol edildiği için sorumluluğun ustaya aktarılması doğru bir uygulama olmayacak. İnşaat faaliyetlerini yürüttüğümüz şantiyelerimiz, eşyaların interneti gibi tümüyle robotlar, barkodlar, sensörlerden oluşan, tümüyle dijitalleşmenin sağlandığı tam steril ortamlar değildir. Bu nedenle dış ortam faktörleri de içinde barındıran çok bilinmeyenli bir denklem gibidir. Bu ceza konusunun alt yapısı oluşturulmadan ortaya atılması zaten işgücünde dar boğazdaki sektörü daha zor duruma düşürecek ve ayrıca son nihai tüketici olan vatandaşlarımıza oluşacak fazla işçilik maliyetinden dolayı yüksek fiyatlı evler olarak yansıyacak” sözlerine yer verdi.

Yapı denetim şirketlerinin sorumluluklarının artırılması gerektiğini aktaran Kahraman, “Yapıyı denetleyen uygun raporu veren kuruluş, yapı denetim şirketidir. Bu nedenle sorumluluk alanları bellidir. Saha gerçeklikleri bakımından olayı incelediğimizde, NFC özellikli akıllı telefonların artık kullanıcılar arasında normalleştiği durumda, dijital dönüşümü şantiye sahalarında da sindirdiğimizde uygulamaya konulması daha doğru olacak” dedi.

Levent Bendeş-1

‘Sektörü da durgunlaştırır’

İnşaat ustalarına belirli sorumlulukların verilmesinin beraberinde birçok yapısal sorunu da getirebileceğini aktaran İzmir Ticaret Odası (İZTO) önceki dönem meclis üyesi İnşaat Mühendisi Levent Bendeş, “Sorumluluk verilen bir usta, kendi inisiyatifiyle ‘bu işi yapmam’ deme hakkına sahip olacak. Bu durum, özellikle iş gücü piyasasında zaten yüksek seyreden işçilik maliyetlerini daha da yukarı çekebilir. İşçilik giderlerinin artması, doğrudan konut maliyetlerine yansıyacak ve nihayetinde inşaatların satış değerlerinde belirgin bir yükseliş meydana gelecek. Zaten durgunluk içinde olan sektör, bu tür ek yükler nedeniyle daha da zor bir sürece sürüklenebilir. Henüz yeterli eğitimden geçmemiş, teknik bilgiye sahip olmayan ustalara böyle bir yükümlülük verilmesi sektörde ciddi sorunlara neden olabilir. Ustaların, sorumluluk alabilecek bilinç ve donanıma sahip olmaları için uzun soluklu ve sistemli bir eğitim sürecinden geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu sorumluluk paylaşımı, uygulamada başka krizlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle yeni bir düzenleme yapılmadan önce, sürecin tüm yönleriyle detaylı bir şekilde düşünülmesi, olası etkilerinin önceden hesaplanması ve bu doğrultuda adım atılması gerekli” diye konuştu.

‘Afgan, Suriyeli usta çok’

İnşaat sektöründe özellikle son yıllarda yaygınlaşan yabancı işgücünün kullanımına dikkat çeken İnşaat Mühendisi Levent Bendeş, “Afganistan, Suriye gibi ülkelerden gelen ve çoğu zaman kayıt dışı şekilde çalışan işçiler, ucuz işgücü arayışının bir sonucu olarak birçok projede yer alıyor. Ancak bu kişilerin büyük bir kısmı, inşaat tamamlandıktan sonra ülkelerine geri dönebiliyor. Böyle bir ortamda, bu kişilere herhangi bir sorumluluk yüklemek ya da onları bu sistemin içine entegre etmek oldukça güç görünüyor” dedi.

Kaynak: Filiz Erol