Türkiye’nin, turizm açısından en gözde yerlerinden biri olan İzmir’de, sektör alarm veriyor. Değişen ekonomik koşullar ve konaklamadaki fiyat artışları bu sene otel doluluk oranlarında düşüşe neden oldu. Turizm sektöründe artan maliyetler ve borçlar da eklenince sektörden kaçış hızlandı. İzmir’de Çeşme, Karaburun, Seferihisar, Foça, Menderes, Bergama, Menemen, Konak, Dikili, Ödemiş, Urla ve Buca’daki 181 turistik tesis yaklaşık 21 milyar 12 milyon 613 bin TL’ye satışa çıktı. Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul platformlarından sahibinden.com verilerine göre İzmir’de son bir ayda satışa çıkan 181 turizm tesisinden 96 tanesi butik otel olurken, 52’si otel, 19’ü pansiyon, 9’u apart otel, 2’si motel, 3’ü kamp yerinden oluştu. Bu tesislerin 86 tanesi Çeşme’de faaliyet gösteriyor. En pahalı tesis 8 milyar 500 milyon TL ile Seferihisar’da yer alırken, en ucuzu ise 7 milyon 800 bin TL’lik satış bedeliyle Konak’ta bulunuyor.
‘Kapanma noktasında’
Kartalkaya’daki büyük yangının ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel belediyelerin denetimlerini sıklaştırdığını belirten SKAL İzmir Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Tokbaş, “Özellikle itfaiye raporları ve güvenlik denetimleri sonucunda bazı işletmelerin ruhsatlarının iptaline kadar varan süreçler yaşanabiliyor. Bu süreci karşılayamayan bazı tesisler ise faaliyetlerini durdurmak zorunda kalıyor. Birçok işletme, artan maliyetler nedeniyle gerekli düzenlemeleri yapamıyor, bu yüzden kapanma noktasına geldi. Turizm sektörünün içinde bulunduğu ekonomik baskılar da dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda. Özellikle personel giderleri ve genel girdi maliyetlerinin artışı, pek çok işletmenin ayakta kalmasını zorlaştırıyor. Talebin düşük olması da bu baskıyı daha da artırıyor” diye konuştu.
‘Eski tesisler zorda’
Yaz turizminin bu sene çok hareketli geçmeyeceğini belirten Destination İzmir Başkanı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkan Yardımcısı Bülent Tercan, “Kartalkaya’daki yangının ardından ülke genelinde yürürlüğe giren yeni itfaiye yönetmelikleri, turizm sektöründe özellikle eski model otelleri zor durumda bıraktı. Yeni düzenlemeler, turizm tesislerinin yangın güvenliği açısından ciddi altyapı yatırımları yapmasını şart koşuyor. Bu kapsamda işletmelerin yanmaz kapılar, özel yangına dayanıklı boyalar, modernize edilmiş yangın çıkışları gibi teknik kriterleri yerine getirmesi gerekiyor. Maliyet üstüne maliyet eklenmiş oldu. Zaten yükselen personel giderleri ve artan girdi maliyetleriyle mücadele eden otel işletmecileri, bu yeni zorunlulukları karşılayamayınca tesislerini elden çıkarmaya başladı” dedi.
‘İç talep daraldı’
Geçen sezon otellerde yüzde 60-65 doluluk oranı olduğunu vurgulayan Tercan, “Bu sezon da durgun geçebilir. Birinci sebebi İzmir, yurt dışı pazarlarda tanınmıyor. Bir de Türkiye'de yurt içi maliyetlerde artışlar oldu. Bu artışlar maliyetleri arttırdı ve otel fiyatları arttı. Bu yüzden iç talep de daraldı. Özellikle Alaçatı'da da satılık turistik tesisler çok var. Yani turizm sektöründe kaçış var. İnsanlar mutlu değil. Turizm sektörünü İzmir çok ciddiye almalı. Turizm sektörünü birinci öncelikli çözüme kavuşturulmalı sektör olarak öne almalı. İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu’nda birinci öncelikli kurtarılacak sektör olarak gündeme almalılar. İzmir, yabancı turist fakiri, İzmir turizmini ayağa kaldırmak lazım. İzmir turizmde her şeye sahip. Deniz, kum, güneş, inanç turizmi, Meryem Ana, gastronomi, Kemeraltı gibi güzellikleri var. Modern bir dış hatlar havaalanı var. 60’tan fazla noktaya direkt uçuş var. Yani İzmir'de her şey var ama yabancı turist yok” diye konuştu.
‘Umut verici değil
Yaz sezonunun da pek iç açıcı görünmediğini dile getiren SKAL İzmir Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Tokbaş, “Bu yıl zaten bir ay Ramazan, bir ay da Kartalkaya yangını gibi gelişmelerle sezonun önemli bir kısmı kaybedildi. Bayram tatilinde 3-5 günlük bir hareketlenme yaşanabilir. Özellikle Çeşme ve Ege Bölgesi’nde bir canlılık bekliyoruz. Ancak okullar kapanana kadar yine kısa süreli bir durgunluk olacak. Beklenen canlanma Temmuz ortasını bulur ama genel tablo çok da umut verici değil” sözlerine yer verdi.
