Tarih, sadece eski sayfaların tozlu kalmış hikayelerini değil, aynı zamanda kimliğimizi ve geçmişimizi de araştırmamızı sağlayan bir harita. "Yunanistan ne zaman bağımsız oldu? Yunanistan Osmanlı hakimiyeti kaç yıl sürdü?" gibi sorular, aslında geçmişin labirentlerinde yolculuk yapmak için bir başlangıç noktası. İşte, bu merakın peşindeki detaylar...

Yunanistan ne zaman bağımsız oldu?

Yunanistan, Yunan halkının Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmasının 203. yıldönümünü kutlayacak. Atina, "25 Mart Bağımsızlık Günü" kutlamaları sırasında "Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istediği" mesajlarını iletiyor. Emin Oktay'ın tarih dersi kitaplarında "Yunan İsyanı" olarak anılan bu ayaklanma, Yunan tarih dersi kitaplarında "Yunan ulusunun Osmanlı işgalinden kurtuluşu" olarak öğretiliyor.

Türkiye'de "Osmanlı'ya karşı isyan ve ihanet" olarak nitelendirilen bu ayaklanma, Yunanistan'da "Kurtuluş Savaşı" olarak tanımlanıyor.

Resmen kurulup ilan edildiği 1832 yılına kadar Yunanistan diye bir ülke mevcut değildi. Sadece bugünkü Yunanistan topraklarıyla sınırlı olmayan, Anadolu, Balkanlar ve Rusya'da yaşayan -Osmanlı kayıtlarında Rum/Romalı olarak adlandırılan- Helence konuşan Ortodoks Yunanlar bulunuyordu.

İ.Ö. Antik Yunan medeniyetinin ardından Roma, Bizans ve son olarak Osmanlı imparatorluklarının egemenliği altında yaşayan Helenler (Yunanlar), 1798 Fransız İhtilali'nin tüm Avrupa'da yarattığı siyasi çalkantılardan ilham alarak bağımsızlık savaşını 1821'de Mora Yarımadası'nda başlattılar.

1821'den Yunan Devleti'nin resmen ilan edildiği 1832 yılına kadar Osmanlı kuvvetleriyle sürekli kanlı çatışmalar yaşandı ve dönemin süper güçleri Rusya, İngiltere ve Fransa'nın da müdahalesiyle Yunan Devleti'nin doğuşuna zemin hazırlandı.

Yunan ayaklanması fikri, aslında Fransız Devrimi'nden 16 yıl sonra, 1814'te Rusya'nın Odessa kentinde Yunan tüccar ve aydınlarından oluşan "Filiki Eterya" adlı örgüt aracılığıyla doğdu.

Rusya Çarı 1. Aleksandr'ın Yunan asıllı yaveri Aleksandr İpsilanti'nin 1820'de Osmanlı'ya bağlı Eflak ve Boğdan'a saldırısının püskürtülmesine rağmen, ayaklanma kısa sürede Mora Yarımadası'na yayıldı.

Theodoros Kolokotronis, Yorgos Karaiskakis, Petrobey Mavromihalis, Nikitaras, Andrea Myaoulis gibi komutanların liderliğindeki ayaklanma sırasında Yunan isyancılar arasında iç savaşlar da patlak verdi ve zaman zaman Osmanlıların isyanı bastırmalarına yol açtı.

Yunanistan Osmanlı hakimiyeti kaç yıl sürdü?

Yunan ayaklanmasının tarihçesine bakarsak:

1814'te Odessa'da kurulan "Filiki Eterya" isyan fikrini yaymıştır.

1820'de Eflak ve Boğdan'da başlayan ayaklanmalara paralel olarak Mora'ya sıçrayan isyan, o dönemdeki dengelerin bozulmasını istemeyen başta Avusturya şansölyesi Metternich olmak üzere "Kutsal İttifak"ı oluşturan Rusya ve Prusya'nın yanı sıra Osmanlı'nın lehine Yunan ayaklanmasına da karşı çıkıyordu.

Ancak 1821'de Yunan isyanı resmen ilan edildi ve tüm yarımadaya yayıldı.

1821 ayaklanmasının önüne geçilememesi nedeniyle "Rum milletinin başı" konumundaki İstanbul Rum Patriği, aynı yılın Nisan ayında Sultan 2. Mahmut tarafından Patrikhane'nin giriş kapısına asıldı.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın arşivlerine göre, Osmanlı hariciyesinde görevli İstanbul Rumları (Fanaryot) Avrupa kentlerinden geri çekildiler ve 1830'a kadar sürgüne gönderildiler.

İstanbul ve Anadolu'daki Rum kiliseleri yakıldı, yağmalandı ve cinayetler işlendi. Rum temsilcilerin görevleri 1830 yılından sonra tekrar kendilerine iade edildi.
1821'in Eylül ayında Osmanlı yönetiminin önemli merkezlerinden biri olan Trepoliça'da (bugünkü Tripolis) büyük katliamlar yaşandı. Bazı tarihçilere göre 20, diğerlerine göre 35 bin Müslüman kadın, erkek ve çocuk kılıçtan geçirildi.

Mora komutanı Kolokotronis, Yunan asıllı Rus prensi Dimitri İpsilanti (Aleksandr'ın kardeşi) ve komutanlardan Thomas Gordon'un, Trepoliça'da işlenen cinayetler ve yağmalamalar karşısında dehşete düştükleri Yunan tarih kitaplarına yazıldı. Yunan edebiyatında ve ağıtlarda dile getirilen katliamın, "komutanların emirlerini dinlemeyen isyancı gruplar tarafından gerçekleştirildiği" ifade edildi.

1822'nin Mart ayında Sakız (Chios) adasında bir isyan daha yaşandı. Sakız adasındaki ayaklanmayı bastırmak için gönderilen Osmanlı kuvvetlerinin kadın, erkek, çocuk ayırt etmeksizin binlerce Hristiyanı katlettiği bildirildi.

Aynı yıl (1822) Mora Yarımadası'nda ilk Anayasa ilan edildi.

Bu ve benzeri olaylar dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Ancak Batı dünyasının aydınları, Yunan ayaklanmasına maddi ve manevi destek vermeye başladı. "Bağımsızlık heyecanı", "maceracılık" ve "antik Yunan hayranlığı" gibi etmenlerle motive olan ünlü İngiliz şair Lord Byron, servetinin tamamını silah temini için ayaklanmaya bağışladı. 1824'te, yakalandığı hastalık sonucu Yunan ihtilalinin merkezlerinden biri olan Messolongi'de yaşamını yitirdi.

1827'de, Yunan asıllı Rusya Dışişleri Bakanı İoannis Kapodistrias, yeni kurulan devletin başına getirildi. Daha önce Rusya Dışişleri Bakanı iken İsviçre'nin yönetim şeklini ve anayasasını hazırlayan Kapodistrias, bir dizi reform gerçekleştirdi ve Yunan Devleti'nin temellerini attı.

1828'de patlak veren Osmanlı-Rus savaşı, Rus ordularının İstanbul'un sırtlarına kadar ilerlemesine neden oldu.

1829'da imzalanan Edirne Anlaşması'nda, Osmanlı yönetimi yeni kurulan "Yunanistan Cumhuriyeti"nin özerkliğini tanıdı.

1831'de Yunanistan'ın ilk lideri olan Kapodistrias, batılılaşmayı benimsemeyen ve sürekli tazminat talep eden eski isyancı komutanlardan Mavromihalis kardeşler tarafından Nafplion'da suikasta uğrayarak öldürüldü.

1832'de, Yunanistan Devleti resmen tanındı ve Osmanlı yönetiminden ayrıldı. Bu, Mora Yarımadası ve çevresinde 1460'ta başlayan ve 400 yıl süren Osmanlı hakimiyetinin sona ermesini simgeliyordu.

Aynı yıl, İngiltere'nin baskısıyla Yunanistan'a Kraliyet yönetimi getirildi ve Alman kökenli Otto von Wittelsbach "Yunanistan Kralı" ilan edildi.

Yunanistan, tam 100 yıl sonra, 1919'da Anadolu'yu işgal etti. Ancak bu işgal, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı ile sona erdi ve 1923 Lozan Antlaşması ile iki ülkenin bugünkü sınırları belirlendi.

Yunanistan'ın sınırları, 1832-1947 yılları arasında aşamalı olarak genişledi. Mora ayaklanması sırasında, yeni Yunanistan'ın sınırlarının ne olacağı hakkında kesin bilgi bulunmuyordu. Amaç, Yunan (Rum) topraklarında yaşayan tüm halkın bağımsızlığını sağlamaktı.

Kaynak: Haber Merkezi