Adet döneminde yaşanan şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve yorgunluk gibi şikâyetler birçok kadının günlük yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, bu sürecin yalnızca ilaçlarla değil, doğru ve dengeli beslenme alışkanlıklarıyla da daha hafif geçirilebileceğine dikkat çekiyor. Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden M. Zeynep Kuşku, adet sürecinde beslenmenin hormon dengesi ve ağrı algısı üzerinde önemli etkileri olduğunu vurguladı.
“Beslenme tek başına çözüm değil ama etkisi büyük”
Medicana International İzmir Hastanesi’nde görev yapan Op. Dr. Kuşku, adet sancılarının çoğu kadında prostaglandin artışına bağlı rahim kasılmalarından kaynaklandığını belirterek, “Beslenme, inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları ve su-tuz dengesi üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Yapılan çalışmalar, yüksek şekerli ve düzensiz beslenmenin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteriyor” dedi.
Uzak durulması gerekenler
Op. Dr. Kuşku, adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, yüksek şeker ve rafine karbonhidratların ise ani kan şekeri dalgalanmalarına yol açarak iştah artışı ve yorgunluğu tetiklediğini söyledi. Ayrıca, yağ oranı yüksek kızartmaların sindirim yükünü artırarak yakınmaları şiddetlendirebileceğini, alkolün ise PMS belirtilerini artırdığı için bu dönemde sınırlandırılması gerektiğini belirtti. Gaz yapan besinlerin de kişiye göre tespit edilerek dikkatli tüketilmesi önerildi.
Destekleyici besinler ve bitkisel seçenekler
- Adet sancılarıyla beslenme arasındaki ilişkinin artık daha net bilindiğini ifade eden Kuşku, bazı besinlerin destekleyici rol oynadığını söyledi.
- Omega-3 açısından zengin yağlı balıklar, ceviz ve chia tohumu inflamasyonu baskılayarak ağrıyı hafifletebiliyor.
- Magnezyum içeren ıspanak, avokado ve kakao kas gevşetici etki gösterebiliyor.
- Kalsiyum, PMS belirtilerinde; potasyum ise sıvı dengesini düzenleyerek şişkinlikte fayda sağlayabiliyor.
Zencefilin adet sancıları konusunda en çok araştırılmış bitkisel desteklerden biri olduğunu vurgulayan Kuşku, klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiğinin gösterildiğini söyledi. Rezene ve papatya çaylarının da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabildiğini, ancak bitkisel ürünlerin bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskler taşıyabileceğini hatırlattı.
“Vücut uyarı veriyor olabilir”
Beslenmeye dikkat edilmesine rağmen sancıların şiddetli şekilde devam etmesi halinde altta yatan bir nedenin araştırılması gerektiğini belirten Kuşku, “Ağrının giderek artması, ağrı kesicilere rağmen geçmemesi, aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanamalar, cinsel ilişkide ağrı ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir” dedi. Bu durumlarda endometriozis, miyom veya adenomyozis gibi hastalıkların söz konusu olabileceğini belirten Kuşku, muayene ve ultrasonun temel değerlendirme yöntemleri olduğunu ifade etti. Toplumda adet sürecine dair bazı yanlış inanışlar olduğuna da değinen Kuşku, “Şiddetli adet sancısı normal değildir ve katlanılması gerekmez. Yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır” diyerek kadınlara uyarıda bulundu.





