Denizli’nin Tavas ilçesinde süren kazılarda, 7 ila 9 milyon yıl öncesine tarihlenen fosillerden 27 kesin tür tespit edildi. Çalışmalar, Anadolu’nun tarih öncesi ekosistemine ışık tutuyor.

Denizli’nin Tavas ilçesi Kayaca Mahallesi’nde 2022 yılından bu yana yürütülen paleontolojik kazılar, bölgenin milyonlarca yıl önceki canlı çeşitliliğini ortaya çıkarıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, Denizli Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet İhsan Aytek’in bilimsel danışmanlığında süren kazılarda bu yıl önemli bulgular elde edildi.

Uzman ekiplerin toprak altından titizlikle çıkardığı fosiller, laboratuvarlarda incelenerek tür bazında sınıflandırılıyor. Bu sezon gerçekleştirilen 18 günlük kazılarda zürafa, gergedan, at, boynuzlugiller, kedigiller, sırtlan, karınca yiyen ve kuşlara ait yeni örnekler bulundu. Böylece kazı alanında kesin olarak belirlenen tür sayısı 27’ye yükseldi.

“Zürafa Fosilleri Çeşitliliği Gösteriyor”

Doç. Dr. Ahmet İhsan Aytek, bu yıl özellikle zürafa fosillerinin öne çıktığını belirterek, “İki farklı tür zürafaya ulaştık. Bu, bölgede hem ağaçlık hem de açık alanların bulunduğunu gösteriyor. Ayrıca fillere ait ilk bulgulara da rastlamaya başladık” dedi.

Aytek, şimdiye dek yaklaşık 600 tanımlanabilir fosilin gün yüzüne çıkarıldığını, özellikle gergedan ve boynuzlugiller fosillerinin her yıl düzenli olarak ortaya çıktığını vurguladı.

Kuş ve Sürüngen Fosilleri Özel Önem Taşıyor

Kazılarda en dikkat çekici bulgulardan biri de kuş kemikleri oldu. Yapıları gereği kolay fosilleşmeyen bu kemiklerin korunmuş halde bulunması, alanın jeolojik koşullarının olağanüstü iyi olduğuna işaret ediyor. Önceki yıllarda iki farklı kuş türü saptanırken, bu yılki yeni buluntularla birlikte tür sayısının artabileceği belirtiliyor.

Ayrıca, sürüngen grubuna ait önemli bir buluntu da kaydedildi. Kazılarda varanusa ait bir diş fosiline ulaşıldı. Türkiye’de daha önce yalnızca bir yerde varanusa ait izler tespit edilmişti. Aytek, “Bizim buluntumuz bu hayvanın Türkiye’deki varlığına dair bilimsel bilgiye büyük katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Küçük Fauna ve Botanik Kalıntılarla Zamanlama Netleşiyor

Kazılarda 2024’te başlatılan suyla eleme yöntemi bu yıl da sürdürüldü. Bu teknikle elde edilen küçük fauna ve bitki kalıntıları, alanın daha hassas şekilde tarihlendirilmesine yardımcı oluyor.

Doç. Dr. Aytek, yürütülen çalışmaların yalnızca bölgenin değil, tüm Anadolu’nun tarih öncesi ekosistemini anlamada kritik rol oynadığını vurguladı.

Kaynak: AA