İş sözleşmesini feshetmenin şartları İş Kanunu’nun 24 ve 25’inci maddelerinde anlatılmıştır. Bugün işveren tarafından yapılan haksız fesih ve sonuçlarına giriş yapacağız. Haksız fesih genel olarak İş Kanunu’nda belirtilen şartlar oluşmadan iş sözleşmesinin fesih olması demektir. İşveren tarafından haksız fesih de İş Kanunu’nun 25’inci maddesinde gösterilen haklı sebeplerden birine dayanmayan fesih işlemi olmaktadır. Böyle bir durumda işçi; İhbar tazminatı davası, Kıdem tazminatı davası ve İşe iade davası açabilmektedir. Biz öncelikle işe iade davasını ve sonuçlarını inceleyelim. İşe iade davası açma süresi fesih bildiriminin tebliği tarihi itibariyle bir aydır. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak işe iade davası öncesinde İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3’üncü maddesi gereği arabulucuya başvurulması şarttır. Yani bir aylık süre arabulucuya başvuru süresidir. Arabulucuda anlaşma sağlanamaz ise son arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde İş Mahkemesinde işe iade davası açılması zorunludur. Mahkeme arabuluculuk tutanaklarından sonra bilirkişi ataması yapar ve mahkeme süreci başlar. İşe iade davası sürecini, en başından itibaren konunun uzmanı avukat ile birlikte takip etmek işçi için daha sağlıklı bir yol olacaktır. Mahkeme işçiyi haklı bulup, işe iadesine karar verdiğinde olması gereken süreçler; Mahkeme işçiyi veya işvereni haklı bulduğunda taraflar için üst mahkeme yolu açıktır. Üst mahkeme de işçiyi haklı bulduğunda ilk derece mahkemesi taraflara kesinleşme şerhini de tebliğ eder. Bu kararı tebliğ alan işçi 10 gün içerisinde işverene, işe başlatması için başvuruda bulunması şartı vardır. Bu süre içerisinde başvuru yapılmaz ise, yapılan fesih geçerli bir fesih sayılır. İşveren işçiyi işe başlatsa da başlatmasa da işçinin en çok dört aya kadar ücretini, boşta geçen süre tazminatı olarak alma hakkı vardır. Alınacak süre ve tutar mahkeme kararında belirtilir. Eğer işveren işçiyi işe başlatmazsa dört aylık ücreti de işe başlatmama tazminatı hakkı doğar.