Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) aldığı yeni kararla, 10 Haziran 2025’ten itibaren kontrast maddeler artık serbest eczanelerden temin edilemeyecek. X-ışını, BT (Bilgisayarlı Tomografi) ve MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme) gibi tetkiklerde kullanılan bu maddeler; damar yapıları, tümörler, kanamalar gibi detayların görüntülenmesini sağlayarak doğru teşhis konmasında hayati rol oynuyor. Karara göre, bu ilaçlar yalnızca SGK ile anlaşmalı hastane eczanelerinden temin edilebilecek. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), düzenlemenin hastaların sağlığa erişimini kısıtlayacağını belirterek Danıştay’da dava açtı ve yürütmenin durdurulmasını talep etti.
Dava açıldı
TEİS Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan yaptığı yazılı açıklamada, “Yapılacak bu düzenleme ile Türkiye’nin her noktasında hizmet veren 30 bin serbest eczane aracılığıyla her an sağlanabilen radyoopak ilaç teminini durduruyor ve hastaları sınırlı sayıdaki büyük kamu hastanelerine bağımlı hale getiriyor. Özellikle küçük yerleşim birimlerinde devlet hastanelerinin stoklarında radyoopak ilaç mevcut değilse, hastalar beklemek veya başka ilçelere/illere gitmek zorunda kalacak, ilaca ve tedaviye ulaşım kısıtlanacak. Örneğin, trafik kazası, akut yaralanma, kanser vb. acil durumlarda hastane stoğunda bulunmadığı için MR-BT tetkikinin yapılamaması hayati riske neden olacak. Kısıtlı stoğu tükenen küçük il ve ilçe hastanelerinde radyoopak ilaç gerektiren tetkikler yapılamayacak ve bu durum büyükşehir hastanelerindeki yoğunluğu artıracak. Bu yoğunluk nedeniyle büyükşehirlerde de ilaca, tanı ve tedaviye erişim zorlaşacak. Serbest eczanelerde ilaç eczanede bulunmasa bile depodan temini birkaç saat içinde mümkünken, tedarik süreci kamu hastanelerinde bürokratik işlemler nedeniyle günler veya haftalar sürebilmektedir. Hatta bazı hastanelerde aşırı stok varken bazı hastanelerde ilaç bulunamaması ihtimali artacak, aşırı stok yapan hastanelerin elindeki ilaçlarda miadının dolması nedeniyle ürün kayıpları yaşanacaktır. Uzmanlar, kararın kırsal bölgelerde hizmete erişimi zorlaştıracağı, büyük şehir hastanelerinde ise yoğunluğu artıracağı uyarısında bulundu. Kontrast madde yokluğu nedeniyle geciken tetkikler, hastalar için hayati risk oluşturabilirken, sağlık sisteminde de ciddi aksamalara neden olabilir” ifadelerini kullandı.
“Var olan mı kullanılacak?”
Ürün yokluğu nedeniyle hastaların tetkiklerinin aksayabileceğini kaydeden İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, tasarruf tedbirleri kapsamında alındığı belirtilen bu kararın insan sağlığını tehlikeye atabileceğini belirtti. Özellikle kırsal bölgelerde ilaca ulaşmanın zorlaşabileceğini kaydeden Sayılkan, “Yeni düzenlemeye göre ilaçlar her eczanede bulunamayacak, o halde hastaneler de bu ilaçları ihaleyle alacaktır. Ancak bu tür ilaçların birçok türü var. Yapılan tetkiklere göre değişen maddeler içeriyorlar. Eğer devlet tüm hastanelere bu ilaçları sağlayabilecekte karar uygundur. Ancak eğer sağlanamayacaksa ve eskiden olduğu gibi elde var olan ilacı kullanacaklarsa bu doğru bir yaklaşım olmaz” dedi.
“Eczacı ile halk karşı karşıya kalır”
Kararın tasarruf tedbirleri adı altında alındığını belirten Sayılkan, tasarruf tedbirlerinin ilaçtan önce sağlık sisteminde uygulanması gerektiğini vurgulayarak, “Bu ilaçlar kesin teşhis için kullanılan ilaçlardır. Teşhisin akabinde ise tedavi yapılır. Bu ilaçların bulunmaması tedaviyi geciktirir. Bu da insan sağlığını tehlikeye atabilir. Öte yandan eczanelerde bulunamaması da vatandaşla eczacıyı karşı karşıya getirebilir. Çünkü vatandaş teknik detayları bilemez, eczacı da ilacın olmadığını belirttiğinde karşı karşıya kalınabilir. Tasarruf tedbirlerinden önce bizim hala eski usul ilaç fiyatlandırma gibi bir derdimiz var. Bu tasarruf zihniyetinden çıkılıp, öncelikli sorunların çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.