Retina yırtıkları, retina dekolmanı, diyabetik retinopati, makula deliği ve epiretinal membran gibi ciddi göz rahatsızlıkları, zamanında tedavi edilmediğinde geri dönüşü olmayan görme kayıplarına yol açabiliyor. Bu hastalıkların tedavisinde uygulanan vitreoretinal cerrahi, gözün arka segmentine mikroskobik aletler ve yüksek çözünürlüklü görüntüleme sistemleriyle gerçekleştirilen ileri düzey bir cerrahi müdahale yöntemi olarak öne çıkıyor.
Op. Dr. Yurdacan Demir, bu tür rahatsızlıkların çoğu zaman sinsice ilerlediğine dikkat çekerek, ilk dönemlerdeki belirtilerin göz ardı edilebildiğini belirtiyor. Ancak ani görme kaybı, ışık çakmaları ya da siyah noktalar görme gibi işaretler ortaya çıktığında vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına başvurulması gerektiğini ifade ediyor.
Erken Teşhis ve Teknolojinin Gücü
Dr. Demir, günümüzde gelişmiş görüntüleme teknolojileri ve modern cerrahi cihazların, retina ve vitreus hastalıklarının erken evrede teşhis edilmesini mümkün kıldığını söylüyor. Bu sayede görme kaybı yaşanmadan tedavi sürecine başlanabiliyor. Erken müdahalenin sadece hastalığın ilerlemesini durdurmakla kalmadığını, aynı zamanda görme kalitesini de koruduğunu belirtiyor.
Uluslararası Standartlarda Cerrahi Uygulamalar
Op. Dr. Yurdacan Demir, retina ve vitreus hastalıklarının tedavisinde kullanılan vitreoretinal cerrahilerin uluslararası standartlara uygun şekilde uygulandığını dile getiriyor. Tanıdan tedaviye kadar geçen tüm süreçlerde hastalara güvenli, konforlu ve bilimsel temellere dayalı bir yaklaşım sunuluyor.
Alanında uzman hekim kadrosu ve güçlü teknolojik altyapıyla, retina ve vitreus hastalıklarında dünyada kabul gören en güncel cerrahi teknikler başarıyla uygulanıyor. Böylece hastalar, hem görme yetilerini koruyabiliyor hem de yaşam kalitelerini yüksek seviyede sürdürebiliyor.