Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 7 Aralık Uluslararası Sivil Havacılık Günü kapsamında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin sivil havacılık alanında son 20 yılda gerçekleştirdiği atılımlarla bölgesel olmaktan çıkarak küresel ölçekte stratejik bir aktöre dönüştüğünü vurguladı. Havacılığın artık yalnızca bir ulaşım aracı değil, ekonomik kalkınma, uluslararası ticaret, turizm ve kültürel etkileşim açısından temel bir unsur olduğunu kaydeden Uraloğlu, Türk sivil havacılığının köklü geçmişi üzerine inşa edilen modern vizyonla dünya sahnesinde güçlü bir konuma ulaştığını söyledi.

Yeni Sivil Havacılık Modeli: Denetimsiz Alan Kalmadı

Bakan Uraloğlu, bu yıl uygulamaya alınan Yeni Sivil Havacılık Modeliyle sektörde hiçbir alanın denetimsiz bırakılmadığını belirterek:

  • Kurumsal denetim kapasitesinin artırıldığını,
  • Risk temelli denetim anlayışının geliştirildiğini,
  • Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) tüm süreçlerinin dijital bir yapıya taşındığını

ifade etti.

Yolcu Hakları ve Sertifikasyon Dijitalleşti

SHGM’nin devreye aldığı KDM-ERP sistemi ile yolcu talepleri ve şikayetleri tek noktadan yönetilebiliyor. Aynı sistem içindeki Sertifikasyon Modülü, hava araçlarının Türkiye’de uluslararası standartlarda sertifikalandırılmasına imkân tanıyarak dış onay ihtiyacını ortadan kaldırdı. Bu gelişme, yerli havacılık sanayii açısından önemli bir bağımsızlık adımı olarak görülüyor. Son 23 yılda ulaştırmanın tüm alanlarına 300,1 milyar dolar, bunun 24,5 milyar dolarının hava yoluna yatırıldığını hatırlatan Uraloğlu, bu yatırımların Türkiye’yi küresel havacılık haritasında stratejik bir merkez haline getirdiğini belirtti. 2002’de 26 olan aktif havalimanı sayısı 58’e yükseldi. Uluslararası hava ulaştırma anlaşması yapılan ülke sayısı 81’den 175’e çıktı. Dış hat uçuş noktası 60’tan 355’e yükseldi. Bu rakamlarla Türkiye, 2024 yılında yaklaşık 231 milyon yolcuya hizmet vererek Avrupa’da 3’üncü, dünyada 7’nci oldu.

Asya Hattında Büyüme – Yeni Uluslararası İş Birlikleri

Uraloğlu, 2025 yılında uluslararası havacılık işbirliklerinde önemli adımlar attıklarını belirtti:

  • 22 müzakere gerçekleştirildi,
  • 6 yeni hat açıldı,
  • 79 ek frekans kazanıldı.

Çin ve Endonezya ile yapılan düzenlemeler, Asya hattında genişleme ivmesini güçlendirirken, THY’nin İstanbul–Şam uçuşlarını 13 yıl sonra yeniden başlatması bölgesel havacılıkta yeni bir sayfa açtı. Öte yandan, İstanbul–Sevilla ve İstanbul–Port Sudan hatlarıyla Türkiye’nin Avrupa ve Afrika bağlantıları daha da güçlendi.

Sürdürülebilir Havacılık: SAF Kullanımıyla Yeni Dönem

Türkiye’nin havacılıkta çevreci dönüşüme yönelik adımlarını da aktaran Uraloğlu: 2022’den bu yana THY'nin SAF (Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı) kullandığını, SHGM’nin hazırladığı talimatla yeşil havacılık döneminin başladığını, bu dönüşümün iklim sorumluluğunun yanında enerji stratejileri için de kritik olduğunu vurguladı. 2053 net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Bakan, çevresel sürdürülebilirlik odaklı politikaların güçlendirileceğini belirtti. Türkiye’nin hızla büyüyen havacılık sektörüyle birlikte nitelikli personel ihtiyacının arttığını ifade eden Uraloğlu, hedefleri şöyle açıkladı:

  • 2024 sonunda 16.030,
  • 2025’te 17.102 lisanslı pilot,
  • 2026 sonunda 723 lisanslı balon pilotu hedefi.

Ayrıca havalimanları, hava araçları ve bakım kuruluşlarına yönelik denetim kapasitesi artırılarak, yıllık denetim sayısının 1856’dan 2399’a çıkarılması planlanıyor. Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin coğrafi konumu sayesinde Avrupa–Asya–Orta Doğu hattında kritik bir köprü görevi görmeye devam ettiğini vurguladı. İstanbul Havalimanı’nda uygulamaya alınan üçlü bağımsız pist sistemiyle aynı anda üç uçağın iniş-kalkış yapabildiğini belirterek, Türkiye’nin dünyada bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu hatırlattı.

Kaynak: AA