Üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte milyonlarca genç tercih maratonuna girerken, şehir dışındaki üniversiteleri kazanan öğrenciler için sadece akademik değil ekonomik bir eşik de aşılmak zorunda. Özellikle asgari ücretle geçinmeye çalışan aileler için çocuklarının İzmir gibi büyük şehirlerde üniversite kazanması sevinç değil endişe yaratıyor. Çünkü burslar yetmiyor, hayat pahalı; aile bütçesi ise çoktan alarm veriyor.
Asgari ücretten fazla
Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de net asgari ücret 22 bin 104 TL. Dört kişilik bir ailenin gıda, kira, fatura gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması bile bu rakamla oldukça zor. Böyle bir ailenin çocuğu İzmir’de üniversite kazandığında ise tablo daha da kararıyor. Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarında barınma ihtimali hâlâ en iyi seçenek olarak görülüyor. Ancak 2025–2026 akademik yılı için İzmir’de KYK yurt ücretleri 517 ila 855 TL arasında değişiyor. Bu şansa erişemeyen öğrenciler ise özel yurtlara ya da ev paylaşımına yönelmek zorunda kalıyor. Özel yurtlarda aylık fiyatlar 12 bin TL ile 46 bin TL arasında değişiyor. Barınma sorununa bir de en düşük 10 bin TL yaşam giderleri eklendiğinde, öğrencinin aylık ortalama masrafı asgari ücreti aşıyor. Çocukları üniversite eğitimi için emek veren veliler ise, bu maliyetleri karşılayamayacakları için ya çocuklarının kendi şehirlerinde okumasını istiyor ya da üniversite kazanmaması için dua ediyor.
“Çalışmaktan okuyamıyorlar”
Her yıl milyonlarca öğrencinin girdiği üniversite sınavı sonrasında üniversitelere yerleşme oranlarında da üniversiteye yerleşen öğrencilerin okulunu bırakma sayısında da atışlar yaşandığını vurgulayan Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Lülüfer Körükmez, öğrencilerin ekonomik sıkıntılar nedeniyle çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi. Her ilde açılan ve Türkiye genelinde yüzlerce üniversite olduğunu belirten Körükmez, “Üniversiteye gidebilen öğrenci sayısının azalmasının yanı sıra üniversiteyi kazanmasına rağmen bırakmak zorunda kalan öğrenci sayısında da ciddi artış var. Özellikle ekonomik sıkıntılar nedeniyle çalışmak zorunda kalan üniversite öğrencileri, ya çalıştıkları için derslerine devam edemiyor ya da okulu bırakmak zorunda kalıyor. Bu sadece bugünün giderleriyle de alakalı değil; aynı zamanda üniversite serüvenini sıkıntılarla geçiren öğrenciler bu kez de üniversite sonrası iş edinmede yaşadıkları zorluklar nedeniyle okuldan mezun olmadan hayata atılmak zorunda kalıyor. Çoğu öğrenci kendi mesleğini zaten yapamıyor ve maddi imkanlarını kazanabilmek için gündelik işlere veya alanından çok farklı sektörlere geçmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
“Kayıt olmadan vazgeçiyorlar”
Üniversite mezuniyeti sonrası iş ve kariyer yolculuğunda ise mezun olan gençlerin istedikleri noktalara gelemediklerini kaydeden Körükmez, “Artık eğitim sistemi öyle bir noktaya geldi ki herkesin üniversiteye gitmesine de gerek yok. Çünkü üniversite sonrası iş edinme olanağı kalmadı. Öğrenciler kendi memleketlerinden farklı şehirlerde okumak istediğinde hem öğrencilerin hem de ailelerinin büyük bir yaşam mücadelesine girdiği yetmezmiş gibi, ardından ise iş ve kariyer yolculuğunda istedikleri noktaya gelemiyorlar. Dolayısıyla eğitimdeki tüm bu olumsuz gidişat öğrencileri daha üniversiteye gitmeden eğitimden vazgeçiriyor” diye konuştu.
320 bin öğrenci kaybı
Yükseköğretim Kurumları (YÖK) İstatistiklerine göre ise; 2023-2024 eğitim öğretim yılında üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı 1 milyon 949 bin 627 iken 2024-2025 yılında üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrencisi sayısı 1 milyon 629 bin 468 olarak kaydedildi. Yani istatistiklere göre iki yıl içerisinde üniversiteye kayıt yaptıran öğrenci sayısında 320 bin 159 kişilik bir azalma söz konusu. Öte yandan 2023 yılında 7 milyon 81 bin 289 olan toplam üniversite öğrencisi sayısı 2024 yılında 6 milyon 835 bin 115 oldu. Bir yıl içerisinde 246 bin 174 kişi öğrenciliği bıraktı.