UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Efes Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmalarında, üzerinde Mısır tanrısı Serapis’in kabartması bulunan pişmiş topraktan bir tütsü kabı ortaya çıkarıldı. Kentin tarihine ışık tutan bu yeni buluntu, Efes’te Roma dönemine uzanan ticari ve kültürel ilişkilerin kapsamına dair önemli ipuçları sunuyor.

Liman Hamamı'ndaki Kazılarda Önemli Bir Keşif

Kültür ve Turizm Bakanlığının “Geleceğe Miras Sonsuz Efes” projesi kapsamında yıl boyunca devam eden kazı ve restorasyon çalışmalarında odak noktalarından biri, kentin büyük limanına bağlanan 570 metrelik Liman Caddesi ve onunla ilişkili Liman Hamamı oldu. Oval salon, avlu, havuz ve tuvalet bölümlerinde yoğunlaşan arkeologlar, kazılar sırasında sıra dışı bir esere ulaştı.

Projeyi koordine eden Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Aybek, hamamın Roma döneminde Anadolu’nun en büyük yapılarından biri olduğunu belirterek yaklaşık 70 bin metrekarelik devasa bir alanı kapsadığını hatırlattı. Aybek, bu ölçekteki yapılarda mermer mimari parçalar, bronz heykeller ve çeşitli süsleme unsurlarına sıkça rastlandığını vurguladı.

Serapis Figürlü Tütsü Kabı: Sembol Değerinde Bir Eser

Kazı ekibinin bulduğu tütsü kabı, üzerindeki Serapis kabartması sayesinde olağanüstü bir arkeolojik değer taşıyor. Aybek, bu figürün Efes tarihi için özellikle önemli olduğunun altını çizdi:

“Serapis, Efes’te izlerine çok sık rastlanan bir tanrı figürü. Antik dünyanın en büyük tapınaklarından biri olan Serapis Tapınağı da burada yer alıyor. MS 2. yüzyıldan itibaren kentin çeşitli noktalarında Serapis'e adanmış yazıtlar, grafitiler ve eserler görüyoruz.”

Tütsü kabının ön yüzünde, antik dünyada ünlü heykeltıraş Briaksis’e atfedilen ikonografiye uygun şekilde betimlenmiş, gür saçlı ve sakallı Serapis büstü yer alıyor. Tanrının karakteristik yüksek başlığı ve makara biçimli kaidesi kabın üzerindeki detaylarda açıkça görülüyor.

Eseri Daha da Önemli Kılan Yazıt

Tütsü kabının arka yüzündeki yazıt, buluntuyu yalnızca estetik açıdan değil, arkeolojik açıdan da değerli kılıyor. Yazıt, bu kabın daha önce Efes Yamaç Evler kazılarında keşfedilen benzer bir eserle eşleşmesini sağladı.

Bu eşleşmenin, kentte aynı tip ürünleri üreten bir atölyenin varlığına ya da bu tür kült objelerinin düzenli ticaretine işaret ettiğini belirten Prof. Dr. Aybek, bu bulgunun Efes'in ekonomik ve dini hayatındaki çeşitliliği ortaya koyduğunu ifade etti.

Efes Müzesine Yeni Bir Katkı

Yakında Efes Müzesi koleksiyonuna dahil edilecek olan tütsü kabı, kentin arkeolojik mirasına yeni bir halka ekleyecek. Aybek, kazı çalışmalarının yalnızca bilimsel araştırmalara değil, kültürel zenginliği görünür kılmaya da katkı sunduğunu söyledi:

“Efes’te farklı dönemlerde benzer eserlerin ortaya çıkması, hem dini hem ticari açıdan ne kadar zengin bir altyapıya sahip olduğumuzu gösteriyor. Amacımız, bu mirası daha iyi anlamak ve müzelerimize yeni, özgün eserler kazandırmak.”

Serapis Kültü ve Efes'in Bağlantısı

Başında yüksek bir modius (tahıl ölçüsü kabı) taşıyan sakallı tanrı Serapis, Helenistik dönemde Mısır’da ortaya çıkan, farklı kültürleri birleştirici niteliğiyle öne çıkan bir figürdür. Roma döneminde Mısır’ın dışına yayılan Serapis kültü, özellikle ticaret merkezlerinde hızla benimsenmiştir. Efes’teki Serapis Tapınağı’nın da MS 2. yüzyılda Mısırlı tüccarlar tarafından yaptırıldığı değerlendirilmektedir.

Kaynak: AA