Çekya siyasetinin en tartışmalı ama en etkili figürlerinden biri olan Andrej Babis, 3-4 Ekim genel seçimlerini birinci tamamlayan partisi ANO’nun lideri olarak yeniden başbakanlığa dönüyor. Cumhurbaşkanı Petr Pavel, koalisyon mutabakatı sonrası hükümeti kurma görevini Babis’e resmen verdi. Böylece iş dünyasından siyasete uzanan kariyerinin ikinci başbakanlık dönemi de başlamış oldu. Cumhurbaşkanı Pavel’in Babis’i başbakan olarak atamasının ardından gözler yeni kabineye çevrildi. ANO’nun aşırı sağcı Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi Partisi (SPD) ve sağcı Motorcular Partisi ile imzaladığı koalisyon protokolü, ülkenin iç ve dış politikalarında sert bir dönüşüme işaret ediyor. Kabinenin resmen göreve başlaması için Temsilciler Meclisinin vereceği güven oyu kritik önem taşıyor.

İş Dünyasından Siyasi Liderliğe Uzanan Yükseliş

Slovakya kökenli Babis, 1990’larda Agrofert Holding ile tarım, gıda, kimya ve medya alanlarında dev bir iş imparatorluğu kurarak Çekya’nın en zengin isimlerinden biri haline geldi. 200’ün üzerinde şirketi bünyesinde bulunduran Agrofert, zamanla ülkenin ekonomik dengelerinde belirleyici bir aktör konumuna ulaştı. Babis, 2011’de “Memnuniyetsiz Vatandaşlar Hareketi” (ANO) ile siyasete giriş yaptı. Bürokrasiye, yavaş karar alma süreçlerine ve AB’nin mali yükümlülüklerine yönelik eleştirileri kısa sürede geniş toplum kesimlerinde karşılık buldu.

İlk Başbakanlık Dönemi: Reform Söylemi, Soruşturma Baskısı

2017–2021 yılları arasındaki ilk başbakanlık döneminde Babis’in göç politikaları, bütçe kararları ve AB ile ilişkileri kamuoyunda sık sık tartışma yarattı. En büyük tartışma ise çıkar çatışması iddialarıydı: Agrofert’e bağlı onlarca şirketin yıllarca AB fonlarından yararlanmış olması, Babis’in şirket yönetiminden hukuken çekilmesine rağmen etkisini koruduğu iddiaları, AB fonlarının kullanımına ilişkin soruşturmalar siyasi baskıyı artırdı. Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Babis’in çıkar çatışmasını tamamen ortadan kaldırması için ya şirketlerini devretmesi ya da kamu görevinden çekilmesi gerektiği yönünde rapor yayımlamıştı.

2021’de Seçimi Kazandı Ama Hükümeti Kuramadı

Babis, 2021 seçimlerinde ANO’yu yeniden ülkenin en büyük partisi yapmasına rağmen merkez sağ ve liberal partilerin geniş koalisyonu parlamentoda çoğunluğu sağlayınca hükümeti kurma şansı bulamamıştı. 2023’te cumhurbaşkanlığı yarışına da katılan Babis, ikinci turda Petr Pavel’e yenilmiş ancak ANO’nun ülke genelindeki oy tabanı korunmuştu. Babis’in seçim kampanyası, yeni dönemde ilişkilerin seyrine dair güçlü ipuçları verdi:

  • AB’nin iklim politikalarına açık karşıtlık
  • Çekya bütçesinden Ukrayna desteğine fon ayırmama sözü
  • “Çek Mühimmat Girişimi”nin durdurulabileceği mesajı
  • Rusya yaptırımlarına karşı daha muhalif bir tutum

Siyaset uzmanları, Babis’in çizgisinin Viktor Orban ve Robert Fico ile benzerlik gösterdiği görüşünde. Koalisyondaki SPD lideri Tomio Okamura da AB ve NATO karşıtı söylemleriyle biliniyor; bu da ülkenin dış politikada daha sert ve bağımsız bir çizgiye kayabileceği yorumlarını güçlendiriyor. Andrej Babis’in yeniden başbakanlığa dönmesi, Çekya’da siyasetin yönünü yeniden belirleyecek bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor. Tartışmalı iş ilişkileri, AB karşıtı tutumu ve popülist söylemleriyle bilinen Babis’in, ülkeyi önümüzdeki dönemde daha sert bir Avrupa politikası ve daha milliyetçi bir eksene taşıması bekleniyor.

Kaynak: AA