Dünya genelinde kansere bağlı ölümlerin ilk sırasında yer alan akciğer kanserinde erken tanı hayati önem taşıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nuran Katgı, hastalığın genellikle ileri evrede fark edildiğini ve bu durumun tedavi şansını düşürdüğünü belirtti. Akciğer kanserinin uzun süre belirti vermeden seyredebildiğini aktaran Doç. Dr. Katgı, erken evrede tespit edilen hastalarda cerrahi ile tam iyileşme sağlanabildiğini ifade etti. Bu nedenle hastalığın, henüz başka organlara yayılmadan yakalanmasının tedavi başarısını belirgin şekilde artırdığını vurguladı.
Erken evre tümörler LDCT ile yakalanabilir
Doç. Dr. Katgı, LDCT yönteminin klasik toraks BT’ye kıyasla çok daha düşük radyasyon dozu ile yüksek çözünürlüklü görüntü sunduğunu belirtti. ABD ve Avrupa’da yapılan geniş ölçekli çalışmaların, LDCT taramasının akciğer kanserine bağlı ölümleri yüzde 20 oranında azalttığını ortaya koyduğunu söyledi. Uluslararası kılavuzlara göre, 50–80 yaş arası, 20 paket-yıl sigara içme öyküsü bulunan ve halen sigara içen ya da son 15 yıl içinde bırakmış bireylerin yılda bir kez LDCT taramasından geçmesi gerektiğini hatırlatan Doç. Dr. Katgı, bu uygulamanın erken tanı açısından büyük bir fırsat sunduğunu belirtti.
Yanlış negatif oranları düşük
Tarama genellikle sigara içenler için önerilse de pasif içicilik, aile öyküsü, radon veya asbest maruziyeti gibi etkenlerin de risk oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Katgı, bu bireylerin hekim değerlendirmesinden geçmesinin önemine dikkat çekti. LDCT’nin güvenli ve ağrısız bir yöntem olduğuna değinerek, her tarama testinde olduğu gibi burada da yanlış pozitif sonuçların görülebileceğini ancak Lung-RADS sistemiyle bu oranın yüzde 10–13 seviyelerine indirildiğini kaydetti.
Belirti beklemeden tarama yaptırın
Akciğer kanserine karşı sigarayı bırakmanın en önemli adım olduğunu ancak riskin tamamen ortadan kalkmadığını vurgulayan Doç. Dr. Katgı, yüksek risk grubunda yer alan bireylerin belirti beklemeden düzenli tarama yaptırmasının şart olduğunu ifade etti. Güçlü hasta-hekim iletişimi ve multidisipliner yaklaşımın başarıyı artırdığını belirterek, erken tanı konan her hastanın, kazanılmış bir hayat anlamına geldiğini sözlerine ekledi.





