Treni yakalamak
Görkem Taşdemir
Zaman karmaşasının içinde ordan oraya savrulurken, içimizde hep keşkelerle dolu bir yürek ve yorgunluğun izleri kalır bedenimizde. Meğer ne çok şey anlatırmış bir beyaz saç, bir kırışıklık… Her biri bambaşka bir hikaye, bambaşka bir iz ömründe. Zamanın acımasızlığın kanıtı adeta bağırır yüzümüze gerçeği…
Yaşlanıyorsun, kabullen. Yaşlılığınla barış buna alış elbet o gün gelecek, adını bile hatırlamadığın o gün gelecek… Yaşlılıkla barışmak kimi zaman zordur, yılların alıp götürdüğü güzellik, para, kariyer, sağlık ama arkana baktığında kaybettiğin en güzel şey zamanındır.
Zamanın, güzelliklerle geçmesi gereken, her yaşında, ömründen eksilen her bir günde pozitif olmak, hayatın tadını çıkarmak, en azından şu yüzündeki somurtkan ifadeden vazgeçmek, bir gün geriye döndüğünde keşkelerin ihtimaline üzülmemek… Onu düşündüğün zaman, yapamadığın şeyler, söyleyemediğin sözler. Dur! Sakinleş daha yolun başındasın, her bir gün hayatındaki yeni bir gün. Yapabilirsin, düzeltebilirsin her şey yoluma girecek.
Keşkeler, geçen zamanın acı sillesidir, keşkeler peşini bırakmaz, adeta tedavisi olmayan hastalık gibidir. Ömrü çürütür, yaşam enerjini düşürür. Bunu bile bile devam edersin keşkelerin ihtimaline üzülmeye… Kabullen artık keşkelerle bir yere varamazın, yürüdüğün yolda elbet ayağın takılacak, kalkmasını öğren ve devam et.
Eminim bir gün senin için de güzel olacak, unutma hayat keşkeler için çok kısa. Tutamıyoruz zamanı, akıp gidiyor…
Yorumlar