Çocuklar yazın keyfini yüzme dersleriyle çıkarttı
Göknur Yumuşak
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili çok güzel koyları ve plajları var ancak yüzme bilen kişi sayısı çok çok az. Çünkü yüzme kültürü yok. Birçok ülkenin denize kıyısı yok ama oralarda havuzlarda çocuklara yüzme öğretiliyor. İlkokullarda zorunlu yüzme dersleri veriliyor. Her öğrenci mutlaka yüzme öğreniyor. Yüzme kültürü oluşmuş oralarda. Plajlara gittiğimde gözlem yaparım, insanlar bolca güneşlenir sonra bunalınca denize girip ıslanır geri çıkar ya da denizde bir yerde toplaşır sohbet ederler yüzen insan çok azdır.
Müstakil evlerin ve sitelerin havuzları da süs havuzu gibidir pek kimse yüzmez. Bu bir toplumsal sorundur. Çünkü bu kadar deniz kıyısı varken yüzme kültürünün oluşmaması çok çelişkili bir durumdur.
Bütün bunların nedeni ilkokulda yüzme derslerinin olmaması, beden eğitimi dersine hiç önem verilmemesidir. Çocuklar büyük bir rekabet içinde birer yarış atı gibi ilkokul birinci sınıftan itibaren sadece sınavlara hazırlanıyorlar.
Yüzme vücut sağlığı için en önemli sporlardandır. Psikolojik hastalıklar dahil özellikle kas ve iskelet hastalıkları başta olmak üzere obezite ve bütün sağlık sorunlarında hekimler yüzmeyi öneriyorlar. Çünkü yüzme diğer sporlardan daha kolay ve bütün vücudu çalıştırıyor. Bir saat yüzmek 413-590 kalori harcatıyormuş. Bir saat koşmak ise 500-800 kalori yaktırıyormuş. Herkes koşamaz hele yaşlılar hiç koşamaz ama çok güzel yüzebilirler. Görüldüğü gibi yüzmeyle koşmak arasında kalori açısından çok fark yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yüzme ve denizcilik eğitimleri konusunda bu yaz da çalışmalar yaptı. Çünkü Tunç Başkan göz ardı edilen bu konunun ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyor. Sosyal belediyecilik anlayışıyla kentimizi yönetiyor. İnsana dair bütün konularda hizmet veriyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadifekaleli çocuklar için 4 Temmuz’da Marina İzmir’de yüzme ve denizcilik eğitimlerini başlattı. 7 ayrı mahallede kurulan portatif yüzme havuzları ise büyük ilgi gördü.
Konak’ta pazaryeri ve Kadifekale, Bornova’da Meriç, Çiğli’de Yakakent, Beydağ’da Leylak, Menemen’de İsmet İnönü ve Kiraz’da Yeni Mahalledeki havuzlarda eğitimler verildi.
İki ay süren eğitimler sonucunda çocuklar sertifikalarını aldılar. İzmir’de yüzme bilmeyen çocuk kalmasın sloganıyla yola çıkılarak iki yılda 40 bin çocuğa yüzme öğretildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Hakan Orhun Bilge, Marina İzmir ve yedi ayrı mahalledeki eğitimlerin hedefi yakaladığını belirterek “Geçen yıl üç portatif havuzla başlattığımız projeyi sürekli geliştirerek İzmir’de yüzme bilmeyen çocuk kalmayana kadar devam ettireceğiz. Başkanımız Sayın Tunç Soyer’e projemize verdiği destekten dolayı çok teşekkür ederiz. Yola çıkarken İzmir’i bir spor kentine dönüştürme hedefimiz vardı ve her adımda buna biraz daha yaklaşıyoruz” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yüzme eğitimi konusunda çalışmalar yapması beni çok mutlu etti.
Özellikle çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere bütün insanlara yüzme eğitimi verilmelidir. Bunun için havuzlara gerek yok. Üç tarafımız denizlerle çevrili çok güzel plajlarımız var. Yüzme eğitimi vermek Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yani merkezi yönetimlerin asli görevlerindendir. Çünkü toplum sağlığı için hizmet vermeleri gerekir.
Türkiye’de 17 üniversitede spor akademisi var. Bu üniversitelerden mezun olan gençler işsiz kalıyorlar. Bu gençler halk sağlığı açısından çok önemli bir konu olan yüzme konusunda istihdam edilebilirler.
Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, yıllık 1.5 milyon Euro maaş alıyormuş. Futbolun halk sağlığına ne etkisi var ki bu adama bu kadar para veriliyor. Futbol sadece insanları uyutmak için var olmuştur. İnsanların eğlenmelerini sağlamaktadır. Aslında eğlendiklerini sanıyorlar insanlar. Çünkü amaç onların hiçbir şeyi sorup sorgulamamasını, biat etmesini sağlamaktır. İnsanlar takımları kazanınca mutlu oluyorlar açlık sefalet unutuluyor. Hiçbir şeyi gözleri gömüyor.
Futbol bir spor değildir bence. Oyuncular spor yapmak için oynamıyorlar, çok paralar kazanmak için oynuyorlar. Futbol kulüplerinin tek derdi paradır. Oysa yüzmek halk sağlığı açısından en önemli spor dalıdır. Yediden yetmişe herkesin yapabileceği birçok hastalığı tedavi eden bir spor dalıdır.
Sorun dönüp dolaşıp merkezi yönetimlerin halk sağlığına yeteri kadar önem vermemesine geliyor. En büyük bütçenin Diyanet Başkanlığı’na ayrılması ve bir teknik direktöre 1.5 milyon Euro maaş verilmesi üzerinde düşünülmesi gereken konulardır.
Bu koşullarda yerel yönetimlerin halk sağlığı açısından çalışmalar yapması umut vericidir. Umarım bir gün İzmir’deki bütün çocuklar yüzme öğrenir sıra yaşlılara ve daha sonra bütün yoksul insanlara gelir. Tunç Başkan’a sonsuz teşekkürler…
Sağlıklı günler sevgiler…
Yorumlar