- yüzyılda Sanayi Devrimi ile başlayarak süregelen sömürgecilik ve kapitalist sistem ağababaları düzenlerini devam ettirmek için, başlangıçtan itibaren ve bugün de insan aklının bilimle aydınlanmasına, kapitalist sömürgeci çıkarlarına zarar vermeyecek ölçüde müsaade etmekte bir beis görmediler. Buna rağmen, insan ruhunun aklın egemenliğinin esiri olmaması için gerekli olan İLİMışığını söndürmekten, devşirdikleri yerli işbirlikçi kuklaları ve sözde ilim adamlarıyla birlikte değişik yöntemleri kullanmaktan çekinmezler.
Işık varsa gölge de var
Ferit Reyhan Sümer
İnsan canı sıkıldığında, beyhude bir şekilde bundan kaçacak yer aramaya başlar. Can sıkıntısı somut bir nesne olmadığından, ruh öznesi, külli aklın egemenliğini ilan etmesiyle, ilahi nurdan uzaklaşır ve yaradılış nesnesine yabancılaşması neticesinde, ruhsuz kalan insan kapitalizmin istediği şekle girmiş olur.
Tabiattaki nesnelerin hiç bir renk içermediğini, ışığın dalga boyutlarının beynimiz tarafından renk olarak algılandığını ve ışığın insan yaşamında ne kadar öneme sahip olduğu, ışık var ise gölgenin var olacağını, karanlık ve ışıksız ortamlarda herhangi bir nesneyi görüp bilgi sahibi olamayacağımızı biliriz.
Yorumlar