İklim değişikliği kendini iyice görünür kılmaya başladı. İklimin değiştiğine inanmayan köylüler bile artan sıcaklığı, aşırı yağmurları, selleri, zamansız yağan doluyu, fırtına ve kuraklığı artık buna bağlıyorlar. Kanada’da aşırı sıcaklar ve bu yüzden kaybedilen 100’ün üzerinde can, Almanya’da ve Hollanda’da sellerle kaybedilen canlar, dünyanın her tarafında fırtınalar, depremler, aşırı yağışlar dünyanın geri dönülemez bir yolda olduğunu gösteriyor. Dünya ilk kez insan eliyle büyük bir felakete doğru sürükleniyor ve ısı artışının 1,5 derecede tutulmasını sağlamak için imzalanan Paris iklim anlaşmasını imzalamakta direnen birçok ülke bulunuyor. Ya Türkiye… Türkiye önce depreme, sonra sellere şimdi de yangınlara teslim oldu. Aşırı sıcak havalarla birlikte Türkiye’nin batı ve güney sahillerinde büyük yangınlar çıktı ve bu yangınlarda şimdiye kadar yedi kişi yaşamını yitirdi.  Yedi kişinin yanı sıra binlerce hayvan, bitki ve milyonlarca ağaç kül oldu. Türkiye’nin yanı sıra kuzey Akdeniz kıyıları da yanıyor. Yunanistan’da yüze, İtalya’da sekiz yüze yakın yangın çevreyi yıkıp geçiyor. İspanya’da yangınlardan nasibini alıyor pek tabii ki. Türkiye’nin batısı şimdiye kadar görülmemiş bir sıcaklığın pençesinde adeta kıvranıyor. Daha önceki yıllarda 40 derece sıcaklıkları da gördü bu bölge. Ancak bu sıcaklıklar birkaç gün sürer sonra aşağıya düşerdi. Bu sene 40 ve üstü adeta kalıcı hale geldi Nerdeyse iki haftadır sıcaklıklar 39 dokuz derecenin altına inmiyor. Aydın’da, Antalya’da, İzmir’de, Manisa’da 42, 45’lerden bahsediliyor. Hava aşırı sıcak olunca su ve elektrik kesintileri ile arızalar doğal olarak artıyor. İnsanların evlerine geçen yılın neredeyse iki katı oranlarda elektrik parası geliyor. İnsanlar sıcak hava ile elektrik faturaları arasında kalıyor. Klimayı açmazsan pişiyorsun, açarsan faturanın yüksekliğinden kavruluyorsun Bırakın ürünü ağaçlar kurumasın… Sıcaklık Aydın ve İzmir’de inciri büyümeden yakaladı ve birçok ham meyve yandı. Domates tarlaları çöktü, sebzeler birçok yerde sulanamaz durumda kaldı,  meyve ağaçları imdat demeye başladı. Bakalım zeytinler nasıl etkilenecekler? Bunları tehlikeyi görünür kılmak için yazıyorum. Böyle giderse aşırı sıcaklık ve kuraklığın etkisiyle meyve ve sebzeler pahalılaşacak. Zaten zeytin yok, kuraklıkla birlikte zeytin ve zeytinyağı fiyatları da uçuşa geçecek. Köylüler bu günlerde ürün değil ağaçlarını kurtarmanın derdindeler. Ağaçlar seneye de ürün verirler ama bir kuruduklarında şimdiki seviye için en az yedi sene gerekiyor. Köylülerin çoğu da muhtemelen bu yedi seneyi beklemek yerine tarımdan vazgeçerler diye düşünüyorum. Bu benim görüşüm, ya siz ne düşünürsünüz? ​